“Özel olmanın ayrıcalığı diğer yüzünü döndü – herkes olmanın baskısı ve buna bağlı olarak hiç kimse olamama. Bir şeyin öldüğünü ve özgür olduğunu düşünürsün, sonra onu içine çöreklenmiş sana gülümserken bulursun.”
Tıpkı, çok eski bir ayinde söylendiği gibi:
“Sevilecek tek şey, Korku’nun kendisidir.
Korku’nun Sevgisi bilgeliğin başlangıcıdır.”
“Özel olmanın ayrıcalığı diğer yüzünü döndü -herkes olmanın baskısı; buna bağlı olarak hiç kimse olamama.”(s.46)
“Şiirlerim Hiroşima’dan bahsetmiyor ama karanlıkta karış karış kendisini yaratan çocuk hakkındalar. Toplu kıyımın dehşeti hakkında değiller, ama yakınlardaki bir mezarlıktaki porsukağacının tepesinde duran ayın çıplaklığı hakkındalar. İşkence görmüş Cezayirlilerin son sözleri hakkında değiller, ama yorgun bir cerrahın geceleri düşündükleri hakkındalar.” (s.145)
“Benim için günümüzün kaydadeğer sorunları, her devrin sorunlarıdır – sevmenin acıtışı ve endişesi; tüm biçimlerde kendisini açığa vurur – çocuklar, ekmek somunları, tablolar, binalar; nerede olurlarsa olsunlar bütün insanların hayat hakkının korunması, bu hakkın hiçbir hayali ikili ‘barış’ görüşmesi ya da ‘amansız düşmanlar’ mazeretiyle tehlikeye atılmaması.” (s.146)
“Bir kemanın en üst teli gibi gergin ve sinirli olabilirim ama yine de gökyüzü mavileşmeye başladığı sırada uyumaya hazırımdır.
Sancılı bir uykuya dalıncaya dek, bütün o rüya görenleri düşünmek ve gördükleri rüyalar, gücümü tüketir. “