Kısa süre önce, sokak müzisyenlerine getirilen yasağı boykot etmek için 10 Eylül Cumartesi 16.00-20:00 tarihinde gerçekleştirilecek eyleme, sokağın kültürünü, sanatını ve özgürlüğünü korumak için herkesi dayanışmaya çağırıyoruz..
“Sokak, yaşama tutunma biçimidir, hayatlarında hiç onunla yaşamayı başaramamış, asla onunla ve sanatıyla iletişim kurmayı becerememiş, nerden geldiklerini bilmeyen, sokağın ışıklarını söndürmeye çalışan, bağnaz, dar kafalı topluluk. Sokağın ışıkları sizlerin nefesiyle asla sönmez.. Çünkü sokak, sanattır, özgürlüktür.. ibadet ve sanat sokakta yapılır..”
Hz. Ali’nin de sözlerinden anlaşılacağı gibi;
”Nerede bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur; Çünkü kötü insanların türküleri yoktur.” türküsü olmayan insanlardan korkunuz..
Etkinlik ile ilgili ayrıntılı bilgileri bu adresten edinebilirsiniz.
https://www.facebook.com/event.php?eid=257940007567880
2010 Avrupa Kültür Başkentlerinden biri olan İstanbul’da bu yıl AKP’li belediyelerin baskıcı uygulamaları peş peşe yaşanıyor. Çift kişilik koltuk yasağı ile başlayıp ardından masa ve sandalyelerin kaldırılması ile devam eden Beyoğlu yasakları şimdi de sokak sanatçılarına yöneldi. Sokak sanatçıları belediyeden izin almış olmalarına rağmen zabıta ve polislerin engellemelerine takıldı.
Sokak Müzik Grubu’nun önceki akşamİstiklal Caddesi’nde verdiği konsere Beyoğlu Belediyesi zabıtaları müdahale etti. Yirmi civarında olduğu belirtilen zabıta timi, konseri engelleyerek, sanatçıların çalgılarını topladı.
Olayın ardından tüm sokak sanatçıları adına Samsara İstanbul Müzik Grubu tarafından yapılan açıklamada, “Sokak sanatçıları sokaklardan sürülüyor” denilerek devam eden yasaklara karşı durabilmek için direnişlerine destek çağrısında bulundu. Grup tarafından yapılan açıklamada, yıllardır çeşitli engellere, baskılara, tartaklamalara rağmen sokaklardan vazgeçmedikleri belirtilerek şöyle denildi:
“Ancak özellikle Ramazan’la beraber -ki muhtemelen daha az tepki toplamak, hatta kimilerince haklı görülmek amacıyla ramazan seçilmiş olmalı- bu duruma önce zabıta, ardından da polis müdahalesi eklendi. Belediyeden alınmış izinlerimiz olmasına rağmen, kendilerine bu talimatın verilmiş olduğunu ve yapabilecek başka şeylerinin olmadığını, çalmakta ısrar ettiğimizde enstrümanlarımızı, araç gereçlerimizi alacaklarını söyleyen polislerle karşılaşıyoruz artık her gün.
“Oysa ki; 2010’da İstanbul’un kültür başkenti seçilmiş olması sebebiyle izin işlemlerini kolaylaştıran hatta izin almaya bile gerek görülmeden ‘sokakta performans’ göstermemize destek görünen belediye, bu durumun ne denli gösteriş olduğunu açık etmiş oldu. Bu durum için eylemler yapılmakta, imza kampanyaları düzenlenmekte hatta kimi zaman bu yasağa rağmen sanatımızı devam ettirmekteyiz. Çünkü sokakların özgür olması gerektiğini, sokağın sanat için en güzel sahne ve aynı zamanda sanatın doğduğu yer olduğunu söylüyoruz.”
SOKAĞIN NERESİ YASAK?
Belediyenin ve polisin sanata düşmanca baskısından yabancılar da alıyor. Sanatın süslü salonlardan çıkıp, sokaklarda olması gerektiğine inanan pandomim sanatçısı Janset Karavin, sokaklarda olmasını, “İnsanları sanatla çarpıştırmaya çalışıyoruz ve öyle inanıyoruz ki insanlar sokakta sanatla çarpışmazlarsa karanlık bir çağa doğru ilerliyor insanlık, dolayısıyla bunun gibi eylemler yapıyoruz” sözleriyle tarif ediyor.
Sanatını icra ettiği Kadıköy sokaklarında maruz kaldığı baskılardan ötürü yaklaşık bir yıldır bu kez Taksim İstiklal Caddesi’nde pandomim performansını sergilediğini aktaran Karavin, kimi zaman çeşitli sudan gerekçelerle, kimi zaman ise hiçbir gerekçede bulunmaksızın burada da baskılara maruz kaldığını dile getiriyor. Kendilerini “devlet” olarak tanımlayan memurların sürekli bir yasak mantığıyla kendilerini engellemeye çalıştığını ifade eden Karavin, bu sürekli yasak mantığına karşı “Hangi suçu işlediğimizi falan söylerlerse ben çok memnun olacağım” sorusuna cevap arıyor.
NADİR BULUNAN ENSTRÜMANINI ELİNDEN ALDILAR
Karavin gibi sanatını sokaklarda, üstelikte dünya sokaklarında icra eden bir diğer sokak sanatçısı ise Tristan Trevvissick isimli gezgin, dünya sokaklarında görmediği baskıya birkaç haftadır bulunduğu İstiklal Caddesi’nde tanık oluyor. Bu süre zarfında 5 kez polisler tarafından engellenmek istendiğini belirten Trevvissick, sadece müzik yapmasına rağmen buna engel olmak isteyen polislerin kendisine “hayvan muamelesi” çekmesinden şikâyetçi.
Benzer bir müdahalede caddede sanatını sergileyen tüm sokak sanatçıları ile birlikte ite kaka caddeden uzaklaştırıldıklarını söyleyen Trevvissick, Avusturalyalı Aborjinlerin çaldığı bir müzik enstrümanı olan Didgeridoo’nun elinden aldığını bildirdi. Baskıya isyan eden Trevvissick, “Gerçek İstanbul bu mu?” diye sordu.
