Bir ben biliyorum
Yorgun gözlerinin altındaki halkaların
Ebem kuşağı olduğunu ve
İstediğinde yedi renk bakabileceğini
Siyah saçlarındaki akların aslında
Hırçın dalgaların gelgitlerinden oluşan
Köpüklerin bulaşığı olduğunu
Bir ben biliyorum
Yüreğinin severken
Ölmekten değil de öldürmekten korktuğu için
Tir tir titrediğiniKayboluşlarında kendini bulup
Her şeye yeniden başlama hevesini
Yalnızlığının nasıl kursağında bıraktığını
Bir ben biliyorum
Dağların eteklerine ziller takıp
Hızla doruklara kaçışından olduğunu
Ruhunun serin esintisininHayatın çarmıhına
Yalpalarda çürüyen tahtaların
Paslı çivileriyle gerildiğiniBir ben biliyorum
Her kundaklama sonrası
Ormanlarının zehrini
Bir hışımla genzine çektiğiniBu yangınlarla
Ciğerinin de yandığını
Yine de hiç ağlamadığını
Bir ben biliyorum
Bu şehrin goncalarını bile sevmediğini
İnim inim inleyen gecelerinde
DemlenemediğiniBir ben tanıyorum
Ve bir ben seviyorum adamım seni bu şehirde adam gibi…
Lou Andreas-Salomé, Friedrich Nietzsche’ye