Haber dünyada hala doğaya saygı duyan ve hayvansever insanlar olduğunu gösteren bir mutluluk portresi çizse de ne yazık ki bizim ülkemizde bu gibi aktiviteleri ve duyarlılığı bulmamız biraz zor oluyor. Daha önce hatırladığım en iyi haber neredeyse bir yıl önce bir tır şoförünün, aracının dorsesine yuva yapan kuşların yuvasını yıkmamak için bir ay boyunca iş yapmadığı gerekçe olarak hayvanların yaşam haklarına saygı duyacak duyarlılığın gösterilmesini düşünmesi gibiydi. Yine bir otobüs şoförünün girdiği garajda her geldiğince civarda ki bütün kedileri doyurması ve esnafın kapısından mama çalan minik kediyi gören vatandaşın uyarmasına nispeten esnafın, “rızkını yiyor dokunma” cevabını vermesi ve soğuktan donmak üzere olan sokağa terk edilmiş eşeklerin duyarlı bir kaç vatandaş tarafından kurtarılmasıydı ama bütün bunlar bir kaç yıl içinde bilinen haberler. Aslında hayvan sevgisinden yoksun bir halkta değişmişiz bir bakıma ama burada göze çarpan bu duyarlılığa sahip insanların çocuğunun bireysel hareket etmesi ve halktan insanlar olması. Fakat tam aksine hayvan haklarını gasp eden, tecavüz eden, sömüren, yaşadıkları doğayı elinden alan bir toplumun tam da içindeyiz. Bu tam olarak kapitalist ve devlet destekli bir talanın neticesiyle ortaya çıkan vahim bir durum. Buna örnek olarak, önce ki gün haberi yayınlanan Fatih Terim’in yeni satın aldığı villanın etrafında ki köpeklerin hastalık taşıdığı iddiasıyla otobana atılmasını istemesi, yine acımasızca rant ve daha fazla kazanç uğruna doğa talanı yapan HES’çilerin hayvanların yaşam haklarını gasp etmesi. Bunun en yakın örneği Kastamonu’nun Çaykaşı köyünde bulunan Hidroelektrik santrali kanallarında hemen hemen her gün yabani hayvan ölümüydü. Sosyal medyada paylaşılan Çaykaşı köyü Hidroelektrik santralinde suya ulaşmaya çalışırken boğularak can veren ceylanların fotoğrafları hayvan severleri ayağa kaldırmasına rağmen hiç bir önlem alınmamıştı.. Bütün bunların dışında aşağıda ki haber ise, küçük bir duyarlılıktan doğup gittikçe destek bulmaya ve uygulanmaya başlayan muhteşem bir eylem. Bu haberin ülkemiz adına da örnek teşkil etmesi gerekir.
Bizim “gelişme” adına yaptığımız şeyler bazen hayvanlar için insan yapımı birer bariyer halini alabiliyor. Bu bariyer bazen onların yaşamını bile engelliyor. Longview, Washington‘daki sincaplar için de işte böyle bir durum söz konusu.
Yıllar yılı, doğal hayatı ortadan bölen bir araba yolu, burada karşıdan karşıya geçmeye çalışan yüzlerce sincabın hayatına malolmuş. Bunu nihayet kendine dert edinen Amos J. Peters adında bir adam otoyol üzerine sincaplara ait bir köprü yaptırmış. Ağaçları birbirine bağlayan Nutty Narrows adlı köprü sincapların yolun karşısına geçebilmesi için güvenli bir yol yaratmış. 1963‘te açılan köprü dünya çapında büyük ilgi görmüş. Yıllar içinde yapısal sıkıntılar sebebiyle ordan oraya taşınan köprü en sonunda 2010’da orijinal yerine en yakın lokasyona taşınmış.
Nutty Narrows köprüsünün başarısı üzerine Longview’a başka sincap köprüleri de yapılmış. Bölgede bugün toplam dört sincap köprüsü var. Bütün canlılar için yaşam hakkını savunmak zorunda kaldığımız dünyamızda birilerinin de sincapları düşünmüş olması mutluluk verici.