Son yıllarda batı müzikleriyle aramıza çektiğimiz görünmez çizginin diğer tarafında kalan ortadoğu müziğini keşfe koyulmaya başlayınca, evrensel müziğin hakkını vererek daha önce fark etmediğimiz inanılmaz bir müzik kültürünü tanımaya başladık. Bu aşamada, tarihi bilgilere göre de ilk enstrüman ve müziğin zaten asya ve ortadoğu tarihinde doğmuş olması aslında bizi batıdan başlayarak doğuya doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Bu sebeple modern tarihimizde sırtımızı döndüğümüz kültürümüze belki de bir geri dönüş sağlıyoruz.
Ortadoğu müziğinin başarısı, tabii ki salt doğu müziğiyle de sınırlı kalmıyor. Sanatçıların batı kültürüne ait müzik tarzını (jaz, blues, rock) doğu müziği ve enstrümanlarıyla (etkin, klasik, mistik, ağıt) sentezleyerek ortaya çıkardıkları tarz neredeyse pek çok müzik tarzını benimsemiş insanın zevkine ve duygularına hitap ediyor. İşte Riff Cohen’le tanışmamızın altında bir bakıma bu sebep yatıyor. Türkiye’de artık oturmaya başlayan bu kültür insanlar arasında öneriler, ya da sosyal mecra paylaşımlarıyla yayılarak çoğalmaya başlıyor.
Riff Cohen’le ilk tanışmam “Meshoch be Gufi” ile olmuştu. Müziği dinledikten sonra yorumlara göz attığımda en az müzik kadar ilgimi çeken ve beni şaşırtan bir yorumla karşılaşmıştım. Yorum şöyleydi; “Kızı sevmekten dağa kaldırıcam ama mossad peşime düşer diye korkuyorum.” diğer yorumlarda ona keza tam bir sevgi seli vardı. Bunun sebebi sadece müzikleri değil, gösterdiği sempatik tavrı ve çocuksu duruşuydu. Konser gününe kadar “ne kadar sempatik ve sevimli olabilir ki?” sorusunu kendime çok sormuştum ama gerçekten tahmin ettiğimden çok daha etkileyici, rengarenk bir kişilik ve mükemmel bir ses sanatçısı olduğunu daha iyi anladım. Evet bu yüzden Türkiye’de gördüğü sevgiyi ve ilgiyi fazlasıyla hak ediyor olmalı.
Hayat hikayesine ve müzikle nasıl tanıştığı konusu ise çok net olmasa da 1984 doğumlu sanatçının İsrail’in Telaviv şehrinin bir semti olan Ramat Aviv’de yetişmiş ve güzel sanatlar bursunu kazandıktan sonra Paris’e yerleşmiş. 2008 yılından beri müzik hayatında olan sanatçı 2012 yılında Red Hot Chili Peppers’in I’m wity You World Tour’un İsrail’deki Tel Aviv konserinde ön gurubu olarak sahne almış. Şarkılarını Fransızca ya da İbranice söyleyen sanatçı, öğretmen olan annesinin yazdığı pek çok şiiri besteleyerek seslendirmiş ve albümünde de bu şarkılara yer vermiş. Müzik dünyasında yükselmesi ise Yemen Blues grubunun kurucusu – kendisine hayran olduğum – Ravih Kahalani’nin keşfi olduğunu öğrendik.
Öte yandan konserde daha çok hissedilen fakat öncesinde de bir çok kişinin tahmin edebileceği gibi geleneklerine ve inançlarına bağlı bir İbrani çocuğuyla karşı karşıya olduğumuz aşikardı. Konserde giydiği kıyafeti, özellikle İbranilerin Yahudilik (mistik) inancıyla doğan, Ökültizm ve Ezoterizm kaynaklarında sembolik olarak bir çok anlamı ve önemi bulunmakta. Burada özellikle altınının çizilmesi gereken konu davranışlarının ve bazı sembolik hareketlerinin kesinlikle inançları ve bağlılıklarını asla kopmayacakları İbrani gelenekleriyle ilgiliydi. Zira ilk semavi din olarak kabul edilen Yahudi dini ve onun kitabı olan Tevrat’ta da bu gerekçelerin sebebini bulmak mümkün.
İnançlarına geldiğimizde ise, binlerce yıl önce atalarının zulüm gördükleri, soylarının çöllerde ziyan olduklarını ve acı içinde yok olduklarını bir çok tarihi kaynaklardan ve kutsal kitaplardan öğrenebiliriz. Tarihte, kendi inançlarına göre “rab tanrının cezası” yaşadıkları sürgün sebebiyle nüfusları azalan ve geriye kalan kısmı Hristiyanlığı tercih eden bir çok Yahudi, inançları ve topraklarıyla birlikte tarih olmuşlardır. Fakat Yahudiliğin ilk semavi din olması sebebiyle kutsal dinler arasında en çok erdem ve nitelik taşıyan, bilgelik ve doğrulukla olan dindir. Hemen hemen kutsal kitabı okumamış, dini vecibelerini yerine getirmeyen Yahudi çok azdır. Diğer yandan tarihte kutsal kitaplar ve araştırmalarla çeşitli ezoterik, bilimsel ve evrensel keşiflerle bilinmeyen yaşama ve varlığa dair bir çok keşifler yapmışlardır. Uzun lafın kısası Hristiyanlık ve Müslümanlık dinlerinin ve ezoterik öğretilerinin esas temelinde Yahudi bilgeliğinin kaynakları vardır. İnançlarından uzaklaşmama sebepleri ise bana göre, İsrail haklının küçük bir nüfusa sahip olması etkileyici bir gerekçe olabilir. Bu konu uzayıp gidecek fakat uzadıkça sanatçıya daha fazla anlam atfedileceği şüphesiz.
Konserde tam bir sevimlilik örneği olan sanatçımıza geri dönelim birazda. Öncelikle bir çok konsere göre katılımcıların ve bir o kadar rahatsızlık vermeyen bir konser olması çok iyiydi. Tüm katılımcıların ziyadesiyle eğlendiğini ve kimsenin sıkılmadığını tahmin ediyorum. Zaten sahnede hemen her şarkı arasında zaman zaman anlayabildiğim bazen de sadece ses tonundan ve mimiklerinde ki ifadeden dolayı gülümsediğim konuşmalar geçiyordu sürekli. Nereden baksan ayrı bir sevimliliği vardı. Giyimi, konuşması, mimikleri, ses tonu, dansı, duruşu bile “yenir ki bu” dedirtiyordu. Velhasılı çok sıcak kanlı ve eğlenceli bir karakteri olduğunu da düşünmedim değil. Konserin son dakikalarında bir çok izleyiciyi sahneye dans etmeleri için davet etmesi, üslubunda sanatçı, izleyici mesafesini çok geride tutmayarak sıcak kanlı davranması, son anda Simge isminde birisini sahneye davet ederek kendi şarkısını Türkçe olarak okutması yine sahneyi terk etmek üzereyken kamerasını açıp kitleyi kaydetmesi gibi bir çok muzipliği sanırım benim gibi bir çok kişiyi baştan çıkarmıştır. Sahnenin sol tarafında oturan ve zannediyorum fazla ön plana çıkmayı tercih etmeyen udi/perküsyon çalgıcısı Riff’in sağında teninden, yüz ifadesinden giyimine kadar Rus asıllı olduğunu garantilediğim Elektro Gitaristi kadın, yine sol tarafında Bas Gitaristi ve Rus olabileceğini düşündüğüm başka bir kadın ve en arkada kendisini çok net göremediğimiz ama iç organlarımızın titremesine sebep olan bir kişi daha vardı. Sahnenin sağında ve solunda gitar çalan iki kadın Riff’le iki ayrı kutbun insanları olduğunu düşündüm zaten bir Rus kadını olarak düşünüldüğünde bu normaldi, yüzler asıl, gülümsemek yok, göz teması yok, konuşmak yok. Sadece back vokal, mini org ve gitarlar çalındı. Bir ara sahneye izleyiciler çıktığında Bassçı abla duruma çok bozularak yüz ifadesini iyice sertleştirdi ve son anda izleyicilerden birisini kendisinden uzaklaşması için hafif bir şekilde itti. Ortada ki tatlılığa rağmen sağımızda ve solumuzda iki öfkeli sanatçımız daha vardı. :) Sözü daha fazla uzatmadan aldığım kayıtları playlist halinde yayınlıyorum. Tamamını aşağıdan izleyebilirsiniz. Videolarda konser esnasında geçen bazı konuşmalarında dahil olması için çok fazla kesme yapmadım bu yüzden şarkıya girmeden önce kısa bir süre konuşma faslıyla geçebilir.
Not: Bazı şarkıların isimlerini bulamadık, bilen varsa [email protected] adresine mail atabilir.