1973 yılında Tahran’da doğan Mahsa Vahdat, müziğe küçük yaşta Minoo Mohebbi ve Pari Maleki’den piyano dersleri ve geleneksel Fars müziği üzerine eğitim alarak başladı. Laleh Aghevli ile piyano çalışmalarını sürdürdü. Tahran Sanat Üniversitesi 1993 yılında girdi, Müzik Fakültesi’nden mezun oldu. Üniversite sürecinde Lotfi Şerif Ahmed Pejman, Hooshang Zarif, Behnam Vadani, Abdorreza Sajadi, Hushang Kamkar ve Mohammad Reza Darvishi gibi usta müzisyenlerin etkilendi. Sonraki yıllarda Ramin Kakavand, Masoud Shoari, Mehdi Fallah ve Sima Bina gibi önemli sanatçılardan Setar dersleri aldı.
Mahsa & Marjan Vahdat kardeşler, Dünya Müziği gündemine ilk defa “Axis of Evil” adlı, İran, Irak, Filistin, Afganistan, Kuzey Kore, Suriye ve Küba’dan gelen ninnilerin bir araya getirildiği çalışmalarıyla tanındı. Küçük yaşlarda müzik ve şan eğitimi almaya başlayan ve Tahran doğumlu Mahsa Vahdat, 1979 yılında İran İslam Devrimi’nin ardından Ruhullah Humeyni’ni tarafından öne atılan; kadınların şarkı söylemesini yasaklayan sadece erkeksi sesi bulunan kadınların İran’da şarkı söyleyebileceği ve kadınların karma bir seyirci önünde performans gerçekleştirmeleri yasaklanarak yasa kabul edildikten sonra Paris’e yerleşmiştir.
Kadına şarkı söyleme hakkını elinden alan yasaklı dönemde kardeşi Marjan Vahdat ile Songs From The Persian Garden adlı konser kayıtı albümü gizlice yayınlayan ikilinin albümü beklenenin üstünde ilgi görünce ikili, konser vermek üzere yurtdışına davet edildiler.
1995 yılından bu yana İran, Avrupa Kıtası ve Amerika’dan müzisyenler ile birlikte Asya, Avrupa, ABD ve Afrika’da konser ve festivallerde bağımsız bir sanatçı olarak sahne alan Vahdat, yine kendisi gibi solo tarzı şarkı söyleyen şarkıcı kız kardeşi Marjan Vahdat ile sahne almaktadır. Marjan ve Mahsa Vahdat kardeşler olarak da bilinen ikilinin “Axis of Evil” Albümü de, İtalyan Konsolosluğunun İran’daki yazlık binasında İran’da hala kadın solistlerin karma bir seyirci önünde performans gerçekleştirmeleri yasak olması sebebiyle gizli elde edilen kayıtların ürünü. İran’da ve yurtdışında beklenenin çok üstünde ilgi gören bu albümde ki çalışmalar İran’ın 11. yüzyılda ki şiirlerine kadar uzanıyor. Sanatçının bazı şarkılarında Mevlana’nın Rubailerini, Hafız’ın gazellerini okuduğu da bilinmektedir.
Ayrıca sanatçı kardeşler İran sinemasında Bahman Ghobadi’nin yönettiği Kimse İran Kedilerinden Bahsetmiyor (Kasi az Gorbehaye Irani Khabar Nadareh) filminde de müzikle hemhal olarak sahne almışlardır. Aslında filmde de konu olarak ele alınan İran’da yeraltı müziği yapan gençlerin hikayesi anlatılmaktadır ki Mahsa ve Marjan kardeşler de bunlardan biridir.
Şarkılarında, sesinde ve sözlerinde derin bir acı hissettiren kardeşlerin doğdukları ve vazgeçmek istemedikleri ülkelerine yabancı kalmanın ve belki de İran’da kadın olmanın, insanın omuzlarına yüklediği ağır yüklerin dışa vurumudur. Gerçeklikten pay almamış olan hiç bir acı, hiç bir ses insanın böyle hüzünlendiremezdi aksi halde. Kardeşlerin seslendirdiği eserler içinden bir kaç tanesini Farsça, Türkçe çevirileri ile aşağıda dinleyebilir/okuyabilirsiniz.
Mahsa – Marjan Vahat / Mina Türkçe, İngilizce Çeviri
Yürek dünyasından çıktım ve heyacanlandım
Sen darmadağınık saçlı beni çöllerde mecnun ettin
Senin tatlı dudağın hem derman hem derdim
Yüreğim kanla dolup taştı mina gibi ve sessiz
Hicran gecesinde mey yerine yürek kanı içiyorum
Seni düşünürken kucağımdan çiçek kokusu yükselir
Sen kara gözlü, gözümden uzak olunca ben hasta olurum
Sen kara saçlı her gece uykuda, ben uyanık
Senin mey gibi dudağın ‘benim kıpkırmızı gözyaşlarım var
Senden yüreğimi çekersem gamdan ölürüm.
Allah’a andolsun yüzünden uzakken canımı istemiyorum.
Dünyadan yüreğimi çektim ta ki bir heyecan sahibi oldum
Sen darmadağınık saçlı, beni deli mecnun gibi çöllerde gezgin ettin.
Çeviri: Gülsüm Yıkar
——-
Ze jahaan del bar kandam Taa shoori peidaa kardam
To parishaan mu kardi Chon Majnoun sahraa gardam
Ze to nooshin lab baashad Ham darmaan o ham dardam
Delam az khun choon mina Labriz o man khaamusham
Shabe hejraan jaaye mey Khoonaabe del minusham
Ze khiaalat barkhizad booye gol az aaghusham
To siah chashm az chashmam taa duri man bimaaram
To siah gisoo har shab dar khaab o man bidaaram
To labe meygun daari man ashke golgoon daaram
Ze to del gar bargiram az gham digar mimiram
Be khodaa dur az rooyat az jaane shirin siram
Ze jahaan del bar kandam Taa shoori peidaa kardam
To parishaan mu kardi Chon Majnoun sahraa gardam
Ze to nooshin lab baashad Ham darmaan o ham dardam
—
I tried to stop loving the (mortal) world until I reached a delight
you made your hair disheveled so that
I became the Majnoon (lunatic lover) of the deserts
the sweet lips of yours are both my remedy and my pain
my heart like Mina (glass) is full of blood and I am quiet (not complaining)
at the night of separation, instead of wine, I drink heart’s blood
at the night of separation, instead of wine, I drink heart’s blood
because of your thought my arms take the smell of flowers
since you with your dark eyes are away from me I am ill
you with your dark hair are asleep every night and I am awake
you have got lips like wine, I have got ruddy tears
if I stop loving you I will die from gloom
I swear to God, that separate from your face I am having enough of my sweet life
I tried to stop loving the (mortal) world until I reached a delight
you made your hair disheveled so that I became the Majnoon (lunatic lover) of the deserts
the sweet lips of yours are both my remedy and my pain
Mahsa Vahdat – Ha Leyli / Ah Leyla (Hafız Şirazi Divanı)
Allah’a şükür, meyhane kapısı açık!
Onun kapısına hacetim için geldim
Meyhane kapısı açık,
Ve bu bir mecaz değil, bir hakikattir!
Bu uzun, son bulmayacak bir hikayedir,
sonu olmayacak, sonu olmayan bir hikayedir
Mecnunun yüreğinin yükü ve Leyla’nın lüle lüle saçları
Mahmut’un (Gazneli Mahmut) yüzü Ayaz’ın ayağının altındadır
(O muhteşem padişah öyle Ayaz’ın aşkının büyüklüğüne kapılmış ki yüzünü Ayaz’ın ayağının altına sürüyordu)
Hey leyli, hey leyli heeey leyli!!
Sırrımızı gayrilere anlatmadık ve anlatmayız
Sırlarımızın mahremimiz olan dost’a anlatırız
Ah leyla, Ah leyli heyyy
(Hafız-ı Şirazi)
Mina Sonati – Ey Yar / Goranî Kurdî. (Nesîmî Gazeli)
Mahsa & Marjan Vahdat Playlist
Mahsa & Marjan Kardeşlerle Yapılan Bir Röportajdan
Eczacı olmak isterdim
İranlı müzisyen kardeşler Marjan ve Mahsa Vahdat daha küçük yaşlardan itibaren şarkı söylemeye başlarlar. Marjan 36, Mahsa 39 yaşında ve evli. O zamanlar Mahsa daha utangaçtır, insanların içine çıkıp pek şarkı söyleyemez. Daha çok şarkı sözü yazar. Kardeşi Marjan”ın daha popüler olduğunu söyleyen Mahsa, ”Marjan arkadaş çevremizde, ev toplantılarında sahne alır, şarkı söylerdi. Daha popülerdi. Özellikle geleneksel İran şarkılarını çok iyi okurdu” diyor. Yirmili yaşlarına geldikleri zaman ailelerinin de desteğiyle ilk müzik eğitimlerini almaya başlarlar. O zamanlar İran”da kadınlara yönelik müzik derslerinin verildiği okul yoktur. Evlerde ya da apartmanların bodrum katlarında gizlice müzik dersleri yapılır. Bu derslere gitmeye başladıktan sonra hayatlarının değiştiğini anlatan Mahsa, ”İlk müzik hocamız Pari Maleki”ydi. Ondan piyano ve şan dersi aldık. Ben utangaçlığımı üzerimden attım. İnsanların önünde şarkı söylemeye başladım. Sonra şan dersleri almaya başladık. Çok hevesliydik ve öğrenmeye açtık. İlk müzik eğitimi almaya başladığımız zaman bunun mesleğimiz olacağını düşünmemiştik. Ne zaman ki İran dışında dünya turnelerine çıkmaya başladık, o zaman artık bu işin içinde olduğumuzu anladık. Marjan hep müzisyen olmak istediğini söylerdi ama ben hep eczacı olacağım derdim” diye anlatıyor.
Ateşi anneannem yaktı
İranlı kardeşler kendilerini en iyi ifade edebilmenin yolunun şarkı söylemek, söz yazmak olduğunu dile getiriyorlar. Duygularının, hissettiklerinin dışa vurumunun en iyi şarkılarında hayat bulduğunu söylüyorlar. Şarkılarının şifa dağıttığına inandıklarını söyleyen Mahsa, ”Müzik insanı aklı selim düşünmeye itiyor. Hiçbir şeyi ortada bırakmıyor. Hislere tercümanlık yapıyor. Müzik bizim içimizde yanan bir ateş, bu ateş çok derinlerden yanıyor. O yüzden bizim yaptığımız müzik kalpten kalbe gidiyor” diyor ve şunları ekliyor: ” Anneannemiz çok güzel şarkı söylüyordu, sesi çok güzeldi. Aslında bu ateşi anneannem yaktı diyebilirim. O”ndan çok etkilendik. Aynı zamanda iyi bir şairdi. Uyumadan ve yemek yemeden arta kalan zamanda hep İran türküleri söylerdi. Babam da iyi bir şairdi. Neredeyse büyük İranlı şairlerin şiirlerini ezbere bilirdi. Hafız Rumi en beğendiği şairdi. O da araba kullanırken bize şiir okurdu.”
Sesimiz İran’da özgür
İran”da halen daha kadının tek başına solistlik yapamadığını, ancak erkek solistin arkasında vokallik yapabildiğini ya da kadınlara özel yerlerde sahne alabildiğini ifade eden Marjan, ”Hükümetle çok savaş verdik. Bir sürü engellemelere rağmen bir yol kat edebildik. Ama bu yeterli değil” diyor. Dünyanın farklı yerlerindeki insanlarla çalışmaya başlayınca ve farklı projelerde yer alınca isimlerinin dünyada duyulmaya başladığını söyleyen Marjan ünlü olma hikayelerini ise şöyle anlatıyor: “Müziğimizi iyi bir şekilde icra edebilmemiz için yurt dışına açılmamız şarttı. Müzisyeni ancak seyirciyle buluşabilmek tatmin eder. Ünlü olduğumuzu düşünmüyorum ya da çünkü ünlü olmaktan anladığımız farklı. Derdimiz müziğimizi icra edebilmemiz ve bunu çok insana ulaştırabilmek. Bütün yasaklara rağmen İran”dan başka bir ülkede yaşamayı hiç düşünmedik. Çünkü biz buradan besleniyoruz. Geçmişimizden güç alıyoruz. Ben şu anda Cologne”de yüksek lisans yapıyorum. Bitirir bitirmez ülkeme geri döneceğim. Arkadaşlarım bana deli gözüyle bakıyor. Ama bizim sesimiz ancak İran”da özgür olabilir. Bizler yeni nesil için ilham kaynağı olabiliriz.”
Bush’a cevap verdik
Dünya müziğinin gündemine ilk defa axis of evil (şer ekseni) adlı albümüyle gelen kardeşlerin albümünde, dünyanın farklı yerlerindeki ninnilerin derlemeleri bulunuyor. Amerikan Başkanı Bush’un o vakit İran, Afganistan, Kuzey Kore, Irak gibi ülkelerin bulunduğu bölgeyi ”axis of evil” şer ekseni olarak nitelendirmesini protesto etmek amacıyla yaptıkları albümde sekiz ülkenin ninnilerine yer vermişler. Marjan, ”Norveç”teki aranjörümüz Bush’un bu söylemine çok kızdı. Aranjörümüz, ‘Irak”a demokrasiyi getireceğim’ diye giren Bush”un bahsettiği bütün ülkeleri gezdi. Oranın şer ekseni olmadığını bir nevi ”kanıtlamak” amacıyla ülkelerin ninnilerinden albüm yaptık” diyor. Küba”dan Kuzey Kore”den, Afganistan”dan, Suriye”den, Filistin”den ninniler söyledik. Albümün kayıtlarını gizli bir şekilde Mahsa”nın evinde yaptık. Ninnileri seçtik çünkü onlar annelerin ilk duygularını sözlere aktardığı şeylerdir, saftır, masumdurlar. Ninniler dünyanın neresinden olursa olsun aynı hisleri taşıyorlar. Çok iç içeler. Ninniler annelerin kalbinden geliyor, ortak hisler taşıyorlar.” diyor.
Marjan’ın sesi daha vahşidir
Kardeşi Marjan”ın sesinin daha vahşi olduğunu söyleyen Mahsa, ”Benim sesim daha yumuşak, şiir okumaya daha yatkın. Marjan”ın sesi ise daha gürdür. Özellikle geleneksel İran türkülerini çok güzel okur. Aslında birbirimizi çok iyi dengeliyoruz” diyor. Geleneksel İran müziğini modern bir yorumla harmanlayan kardeşler İran”ın yanı sıra özellikle Avrupa ve Ortadoğu”da biliniyorlar. Mahsa sessiz şiir okumaktan hoşlanırken Marjan sesli şiir okumada yeteneğini gösteriyor. İkisi de kitap okumayı çok seviyor. Karakter özellikleri çok farklı olan kardeşlerden Mahsa şunları söylüyor: ”Marjan risk almayı seviyor, sahnede daha cesur. Ben daha çekingen ve utangacımdır. Her zaman güzel fikirlerimiz, kafamızda ilginç projelerimiz vardır ama bunları gerçekleştirme aşamasında enerjilerimiz farklı. Benim enerjim düşüktür. Marjan bana gaz verir.”
Aynur’u severek dinliyoruz
Muhammed Reza Shajarian, Sima Bina, Shahram Nazeri ikilinin sevdikleri şarkıcılar. Mahsa besteci olan eşinden de etkileniyor. Kardeşler en çok da birbirlerinden etkilendiklerini, şarkılarına esin kaynağı olduğunu söylüyorlar. Neyzen Pasha Hanjani de çok sevdikleri müzisyenlerden. Rumi ve Hafez”in şiirlerine çok ilgi duyuyorlar. Türkiye”den Aynur ve Kardeş Türküler”i dinliyorlar. Aynur ile yıllar önce bir yerde tanışmışlar. Kardeş Türkülerin de Kerwane isimli bir parçasını albümlerinde okumuşlar.
Kürtçe bilmem ama türkülerini söylerim
Türkiye”de sosyal medya sitelerinde de bir ara çok popüler olan Hey Aman Hey isimli şarkıları bir aşk acısını anlatıyor. Şarkıyı Marjan seslendirmiş. Kürtçe eski bir parça olan Hey Aman Hey İran”ın Kermansash yöresine ait. Şarkıda acı, yalnızlık, hayal kırıklığı var. “Aslında bir aşk parçası, aşka dair her şeyi anlatıyor. Kürtçe konuşmayı bilmiyorum ama şarkı söyleyebiliyorum. Kürtlere ve onların tarihlerine karşı bir sempatim var” diyen Marjan, ‘Kasi az gorbehaye irani khabar nadareh’ filminde aldıkları rolle ilgili ise şöyle konuşuyor: Filmin direktörü bizi tanıyordu. İran”da yeraltında müziği icra edenlerin anlatıldığı bir filmdi. Aslında bizden filmin tamamında rol almamızı istedi ama biz oyuncu değiliz. Orada Haleli parçasını seslendirdik. Bir evde konser verdik ve sahne orada çekildi.”
Kaynak ve Çevirilerde yardımı için: Gülsüm Yıkar ve Tahereh Mirzayi’e Teşekkürler.
Kaynak ve Derleme: Yaşamauğraşı.com