Eski Mısır dininde, bir gözü güneş, bir gözü ay olan şahin biçimli tanrı. Başlangıçta Aşağı Mısır’ın tanrısıydı. Sonradan Nehen hükümdarının Horus’u bedenleştirmesi olduğu anlayışı doğdu. Her Mısır kralının beş adından ilki, onu Horus’la özdeşleştiren adıydı.
Horus” adı, bu tanrının Yunancadaki adıdır, Mısır dilindeki asıl adı “Hor”dur.
Horus Miti
Mısır mitolojisine göre, Aşağı Mısır’ı temsil eden tanrı Horus ve Yukarı Mısır’ı temsil eden Set birlikte barış içinde yaşıyorlardı. İ.Ö. 2400 dolayında Mısır’da Osiris kültü yayıldığında Horus, Osiris’in oğlu olarak görülmeye başladı. Böylece, Osiris’i öldüren ve Mısır tahtına göz koyan Set’in düşmanı oldu. Efsaneye göre, amcası Set’i yenerek babasının (Osiris) öcünü aldı ve Mısır tahtına geçti.
Bu savaş sırasında yaralanan sol gözünü tanrı Tot iyileştirmişti; bu inanış Ay’ın değişik dönemlerinde mitolojik bir açıklama getiriyordu. Horus’un iyileşmiş gözü zamanla güçlü bir tılsım olarak kabul edildi.
Horus’a İbadet
Ptolemaios döneminde, belli başlı Horus tapınakları Mısır’ın simgesi oldu. Ayaklanmaların tapınağın yapım çalışmalarını sık sık kesintiye uğrattığı İdfu’da belirli aralıklarla sahnelenen törensel bir oyunda Horus, su aygırı kılığındaki Set’i mızraklayan firavun olarak canlandırılırdı. Kutsal ibadet yerleri, Edfu, Heliopolis ve Boto’dadır.
Horus’un Tasvirleri
Eski Mısır eserlerinde Horus, sık sık bir gözle, şahin kafasıyla veya atmaca kanatlı bir yıldız diskiyle tasvir edilir. Çocuk başıyla ya da genç bir insan başıyla temsil edildiğinde parmağı kelam organı olan ağzında ya da ağzını işaret eder tarzda tasvir edilir. Şahin başlı Horus’un yırtıcı kuşların keskin bakışıyla tasvir edilmesi, kişinin hiçbir hareketini gözünden kaçırmayan bir tanrı oluşunu, yani vicdanın gözünden hiçbirşeyin kaçmayacağını simgeler. Güneş ve Ay, Horus’un gözleri olarak ifade edilir.Çünkü Güneş ve Ay’ın her ikisi nöbetleşe, gece ve gündüz insanın üzerinden eksik olmaz, Horus’un 24 saat açık kalan gözleri gibi.
Horus (Haru, Hor), Eski Mısır mitolojisinde gök (Güneş) tanrısıdır. Horus, şahin başlı tasvir edilir, bazı tasvirlerde firavunlar İsis‘in kucağında sembolize edilmiştir. Bunun sebebi firavunların dünya üzerindeki Horus olduğuna inanılmasındandır. Firavunlar kendilerini Horus’un yeryüzündeki cisimleşmiş halleri olarak gördükleri için Horus, Antik Mısır’ın en önemli tanrılarından biridir. Firavunlar, Horus’un ismini kendi isimlerinden biri olarak alırlardı. Aynı zamanda Firavunlar Ra‘nın takipçisiydiler, bu yüzden Horus aynı zamanda güneş ile de ilişkilendirilirdi. Güneş tanrısı olarak gösterilmesi yanında Osiris‘in oğluydu. Mısır’ın farklı bölgelerinde farklı Horus varyasyonları konusundaki ihtilafı çözmek için en az onbeş farklı Horus formu kullanılmıştır. Bu formlar ait oldukları soy ağacına bağlı olarak güneş ve Osiris tipi olmak üzere iki kategoriye ayrılabilir. Eğer İsis’in oğlu olduğu söyleniyorsa, Osiris tipi; yoksa güneş tipi kabul edilmektedir. Güneş tipi Horus, Atum, Ra, Geb ya da Nut çeşitli tanrıların oğlu olarak adlandırılırdı.
Doğumu
İsis ile Osiris’in oğludur. Doğumu melekler tarafından haberdar edilmiştir ve mağrada doğmuştur. Çobanlar doğumuna tanıklık etmiştir. Doğum günü kış gündönümüne denk gelmektedir.
Harsiesis (İsis’in oğlu), Horus’a, Isis’in büyüleri ile babası Osiris’in öldürülmesinden sonra gebe kalınmıştır. Annesi tarafından Buto’ya yakın yüzen
ada Chemmis’te büyütülmüştür. O, şeytanî amcası Set’in daimi düşmanıydı, fakat annesi onu korudu ve yaşattı.
Çocukluğu, Harpokrates olarak bilinir, bu kelime bebek Horus anlamına gelir ve İsis tarafından emzirilen bir bebek olarak betimlenir. Daha sonraki zamanlarda yenidoğan güneş ile ilişkilendirilmiştir. Harpokrates, saçları yandan lüleli ve baş parmağını emerken de resmedilmiştir. Mısır sanatında, Harpokrates bir timsahın üzerinde ayakta duran, bir elinde akrep, diğerinde yılan tutan bir çocuk olarak da betimlenmiştir.
Harmakhis (Ufuktaki Horus), “doğan güneş” olarak kişileştirilmiştir ve dirilişin ve sonsuz hayatın sembolü Khepera ile simgelenmiştir. Giza platosundaki BüyükSfenks, Horus’un görünümlerinden biridir.
Haroeris (Yetişkin Horus), Horus’un erken formlarında Yukarı (Güney) Mısır’ın lider tanrısıydı. Hathor’un oğlu ya da bazende kocası olarak metinlerde geçer. Aynı zamanda Osiris ve Set’in erkek kardeşiydi. Set’in ülkesi Aşağı Mısır’ı yaklaşık İ.Ö. 3000 yıllarında feth etmiş ve her iki krallığı birleştirmiştir.
Yetişkin Horus’un çok sayıda karısı ve çocuğu vardır. Dört erkek evladı bir gruplandırılır, İsis’ten olma olduklarına inanılır. Bunların isimleri; Duamutef, Imsety, Hapi ve Qebehsenuef’tir. Lotus çiçeğinden doğmuşlar ve yaratılış ile ilişkilendirilen güneş tanrılarıydılar. Nun’ın suyunu, Ra’nın emri ile yeniden getirmişlerdir. Anubis, onlara cenaze törenlerinde mumyalama, ‘Ağız açma’, Osiris’i ve tüm erkeklerin gömülmesi ödevlerini verdiğine inanılır. Horus onları daha sonra dört ana yönün koruyucusu yaptı. Ma’at‘ın ölüleri yargılaması sırasında lotus çiçeğinin üzerinde Osiris’in önünde otururlar. Diğer taraftan, çok yaygın olarak ölünün iç organlarını koruyucusu olarak hatırlanırlar.
Behdetli Horus, yetişkin Horus’un bir başka formu olup, Behdet’in batı deltasında tapınılırdı.
Sembolizmde Horus
“Horus” adı, bu ilahın Grekçe’deki adıdır, Mısır dilindeki asıl adı “Hor”dur. Eski Mısır eserlerinde Horus, sık sık bir gözle, şahin kafasıyla veya atmaca kanatlı bir yıldız diskiyle tasvir edilir. Çocuk başıyla ya da genç bir insan başıyla temsil edildiğinde parmağı kelam organı olan ağzında ya da ağzını işaret eder tarzda tasvir edilir.
- Horus sembolizmde genellikle, İlâhî Yasalar’ın insanda vicdan tarzında belirmesini simgeler. Şahin kafalı Horus’un yırtıcı kuşların keskin bakışıyla tasvir edilmesi, kişinin hiçbir hareketini gözünden kaçırmayan bir ilah oluşunu, yani vicdanın gözünden hiçbir şeyin kaçmayacağını simgeler. Bir başka deyişle bu, insanın iç dünyasındaki her niyetini ve sosyal yaşamındaki her hareketini gözden kaçırmayan merhametsiz yargıcın keskin bakışını simgeler. Bu, yasaların kıl kadar şaşmadan uygulanmasını gözeten, kişiden özellikle öte-âlemde hesap soran vicdanın ifade edilişidir. Günde yirmidört saat uyanık ve gözleri hep açık olmalıdır; çünkü hem yasaların kıl kadar şaşmadan uygulanmasını sağlamakta hem de ilah Seth (‘nefsaniyet’i ve kötülüğü simgeleyen ilah) ile mücadele etmektedir. Bu yüzden Güneş ve Ay, Horus’un gözleri olarak ifade edilir. Çünkü Güneş ve Ay’ın her ikisi nöbetleşe, gece ve gündüz insanın üzerinden eksik olmaz, Horus’un 24 saat açık kalan gözleri gibi. Horus’tan “Sirius içindeki Horus” olarak söz eden kimi Mısır metinlerinde ise, Horus’un Dünya insanlarına Sirius’tan gelen bir ‘tesir’ olduğu ve kaynağının göksel Osiris olduğu belirtilir..
- Parmağını ağzına götürmüş Horus ise misterler konusundaki sessizlik ilkesini simgeler.
Kral, gökyüzü ve intikam Tanrısı | |
Önemli din merkezi | Nekhen, Behdet Edfu |
---|---|
Sembol | The wedjat eye |
Ebeveyn | Osiris and Isis in some myths, and Nut and Geb in others. |
Kardeşler | Anubis (bazı söylentilerde) veyaOsiris, Isis, Set ve Nephthys |
Eş | Hathor (bir sürümde) |
Çocuklar | Imsety, Hapi, Duamutef,Qebehsenuef ve Ihy |
Horus’un gözü (Wedjat)
Horus‘un gözü Antik Mısır tasvirlerinde ilâh Horus’un “Ay gözü” de denilen sol gözüne verilen addır. Horus’un gözünün Antik Mısır geleneğinde başlıca iki anlamda kullanıldığı belirtilir:
- Horus’un gözü, manevi anlamıyla, vicdanın gözünden hiçbir şeyin kaçmayacağını, insanın iç âlemindeki her niyetini ve yaşamdaki her davranışını gözden kaçırmayan bu merhametsiz yargıcın keskin bakışını sembolize eder. Bu vicdanın 24 saat kapanmadan açık kalan gözüdür. Bu yüzden Güneş ve Ay, Horus’un gözleri olarak ifade edilir. Çünkü Güneş ve Ay’ın her ikisi nöbetleşe, gece ve gündüz insanın üzerinden eksik olmaz, Horus’un 24 saat açık kalan gözleri gibi. (Bu nedenle Horus’un gözü güneşle temsil edilen Ra’nın gözü olarak da ifade edilir.) Bu, vicdanın karşıtı olan nefsaniyetin hiç işine gelmez; nefsaniyeti ve kötülüğü temsil eden Seth de bu yüzden bu gözü çıkarmaya çalışmıştır. Antik Mısır mitolojisine göre, Horus sonunda bu gözünü babası Osiris’e vermiş ya da Osiris’in kullanımına bırakmıştır.
- Horus’un gözü, biçimsel anlamıyla, Tanrı’nın “bir”liğini (tekliğini) matematiksel olarak gösteren bir semboldür. Bu anlam şöyle açıklanır: Bir bütün ikiye bölündüğünde 1/2 elde edilir. Bu da ikiye bölündüğü takdirde 1/4 elde edilir. İşleme bu şekilde hep ikiye bölme ile devam edilirse sırasıyla, 1/8, 1/16, 1/32 ve 1/64 elde edilir. Bunların tümü toplandığında ise 63/64 bulunur. Buradan şu sonuç çıkar: Bir bütün, sürekli olarak ikiye bölünmeye devam edilirse, toplam değerde, sonsuzluk hariç, hiçbir zaman bire, birliğe ulaşılamaz; yalnızca Mutlak (Tanrı) bir’dir. Horus’un gözü “glifler” denilen parçalardan oluşur ki, bu altı parça, sırasıyla, 1/2, 1/4, 1/8, 1/16, 1/32, 1/64’ü ifade eder.
- Kötülüğü temsil eden Seth, Osiris’i öldürür. Osiris’in oğlu Horus, intikam almak üzere Seth ile savaşır. Seth, bu savaşta Horus’un gözünü parçalar. Bu parçaları Toth bir araya getirirse de eskisi gibi çalışmayacaktır, o bu eksikliği büyü gücü ile tamamlar ve böylece göz eskisi gibi olur. Horus’un gözleri her daim dünyanın üstünde olan ay ve güneşi temsil eder, manevi anlamda vicdanın hiç kapanmayan gözüdür yorumu yapılabilir. Horus’un gözü çeşitli parapsikolojik durumlarda, arınma ve koruyucu tılsım amacıyla da aksesuar olarak kullanılmaktadır.
Horus’un Gözü ve Beyin
İddia: Horus’un göz sembolü ve insan beynin arasındaki benzerlik inanılmaz derecede şaşırtıcıdır.
Horus (Haru, Hor) eski Mısır mitolojisinde gök (Güneş) tanrısıdır ve şahin başlı olarak tasvir edilmiştir. Mısırlılara ait bilinen sembollerden biride Horus’un Gözüdür. Bu aynı zamanda Ra’nın Gözü ile benzerlik gösterir.
Ennead’a teknik olarak dahil olmamakla birlikte, Horus’la ilgili en önemli mitler Ennead tanrılarıyla ilişkilidir. Set, Osiris’i öldürdükten sonra Mısır tahtında hak iddia eder. Osiris’in karısı İsis, Horus’u öldürmesinden korktuğu için Nil Deltası’ndaki bataklıklara gelir, burada saklanır ve oğlunu doğurur. Horus belli bir yaşa kadar annesi İsis ve teyzesi (ve süt annesi) tarafından korunur ve yetiştirilir. Ancak ondan sonra Set’le Horus arasında uzun süren bir mücadele başlar (bazı kaynaklar 80 yıl diye bir süre bile vermiş). Mücadeleleriyle ilgili pek çok şey anlatılır. Bir keresinde Set, Horus’un gözünü çıkarır. Bu göz – ki Wedjat denir ve popüler olarak Horus’un Gözü olarak bilinir – Eski Mısır’da çok sık kullanılan bir muska haline gelmiştir. Wedjat, tanrıça Wadjet’le bir kişilik kazanır ve tanrı halini alır. Bu yüzden onu Wadjet’i yazdığımda anlatırım.
Buna rağmen Horus Set’le her çarpıştıklarında Set’i yener. Bununla ilgili iki örnekten ilkinde Horus, Set’i neredeyse öldürmek üzereyken annesi ve Set’in kız kardeşi İsis Horus’a engel olur.
Ama ikincisi hem Set’in Horus’a karşı mücadelesine son verdirmesi açısından önemlidir, hem de Eski Mısır dininin pek çok yerinde rastlandığı gibi cinsel bir içerikle – üstelik eşcinsel bir içerikle – donatılmış olması nedeniyle bir hayli ‘ilginç’tir… Chester-Beatty Papirüsü’nde anlatılan hikayeye göre, nihayetinden kimin Mısır’ın tahtına oturacağına karar verecek olan Tanrılara, her ikisi de diğeri üzerinde üstünlük kurduğunu göstermek zorundadır. Bu nedenle, daha öncesinde bir yumurtalığını Horus kopartmış olduğu için kaybetmiş olan Set, Horus’u – tabiri caizse – ayartarak kendisiyle ilişkiye girmeye zorlar. Ancak Horus buna engel olur, fakat Set’in semenini nehre atar. Horus ise Set’in en sevdiği yiyecek olan marul üzerine kendininkini koyar. Bir şekilde Set de bu marulu yer. Bu noktada Tanrıların huzuruna çıkarlar ve önce Set kendi semenine, sonra da Horus kendininkine seslenir. Set’e cevap nehirden, Horus’a cevap Set’in içinden gelir ve bunun sonucunda Set mücadelenin bu aşamasını da kaybeder. Bunun üzerine aralarında son bir tekne yarışı yapılır. Her iki tekne de görünüşte aynı olmakla ve taştan yapılmış gibi gözükmekle birlikte, Horus’unki aslında ahşaptır; Set’in teknesi batar, Horus yarışı bitirir ve Set tahtta iddia ettiği haktan vazgeçer, böylece Horus Firavun olur.
Set’le Horus arasındaki mücadele, bir yandan da Aşağı ve Yukarı Mısır arasındaki mücadeleyi anlatır; Horus aynı zamanda Aşağı Mısır’ın koruyucusuyken, Set de Yukarı Mısır’ın tanrısıdır. Ancak Set’le Horus her zaman bu mitte anlatıldığı gibi birbirleriyle mücadele ederken tasvir edilmez. İkisi Yukarı ve Aşağı Mısır’ı bir ip marifetiyle birleştirirken görülebileceği gibi, ikisi aynı anda Firavun’la birlikte betimlenebilir. Ancak şüphesiz Horus, Set’ten çok daha popüler bir tanrıdır.
Horus aynı zamanda pek çok formu olan bir tanrıdır. Ra-Harakhty ya da Hareoris – yaşlı Horus, Nut’la Geb’in oğlu olarak Hellenistik dönemde ortaya çıkmıştır. Harpokrates adıyla, yine Hellenistik devirde küçük bir çocuk olarak betimlenmiştir. Harpokrates Sessizlik Tanrısı’ydı.
Gökyüzü, Savaş ve Avcılık Tanrısı boyutları da olan Horus, Aşağı Mısır’ın koruyucu tanrısı olmakla birlikte, Yukarı Mısır’da bulunan (ismi Eski Mısırca “şahin” anlamına gelen) Nekhen’de en geç M.Ö. 3100 civarında ortaya çıkmıştı. En büyük kült merkezlerinden biri yine Yukarı Mısır’da bulunan Edfu Tapınağı’ydı. En korunmuş biçimde günümüze ulaşabilmiş bu tapınak, Eski Mısır’ın Hellenistik devrinde – yani 3000 yıllık yazılı tarihinin son 300 yılında – inşa edilmiştir ve yaklaşık 2200 yıllıktır.