Yaşamanın çetin bir iş olduğunu daha önce de belli belirsiz duyumsamıştım zaman zaman . Şimdi ise kılı kırk yaran düşüncelere dalmak için karsıma yeni nedenler çıkmıştı. Tüm bilgilerde bir çelişkinin yattığı sezgisi bugüne kadar gönlümde hiç eksik olmadı. Çünkü yoksulluk içinde , zahmet ve meşakkat içinde geçti yaşamım , öyleyken başkalarına zengin ve şahane bir yaşam gibi görünüyor , hatta bana da öyle göründüğü oluyor bazen. İnsan yaşamı derin ve kasvetli bir gece gibi geliyor bana , ancak yer yer çakan şimşeklerin katlanılır kıldığı bir gece ; şimşeklerin ansızın baş gösteren aydınlığı insanın içine öylesine su serpiyor , öylesine bir harikuladelikle dolup taşıyordu ki, bir iki saniye süre bile yılların karanlığını silip atıyor ve bağışlatıyordu.
Avuntudan yoksun karanlık, günlük yaşamımızın tüyler ürpertici kısır döngüsüdür. Sabahları niçin kalkılıyor yataktan, niçin yenilip içiliyor akşam oldu mu neden tekrar gidilip yatılıyor? çocukları, ilkelleri, sağlıklı genç insanları hayvanları bu önemsiz nesne ve etkinliklerin döngüsü rahatsız etmez pek. Düşünme denilen şeyin çilesini çekemeyenler sabahleyin yataktan kalkmayı kıvançla karşılar, yiyip içecek olmalarına sevinir, yeterli görür bunları durumun başka türlü olmasını istemez. Ne var ki, bu doğallığı elden çıkaranlar günün akışı içinde hırsla, gözlerini açarak gerçek hayatı yaşayacakları anları kollarlar ; öyle anlar ki çakı çakıvermeleri mutlu kılar insanı, bütün yaşamın anlamı ve amacına ilişkin tüm düşüncelerle zaman duygusunu silip atar. Bu gibi anlar yaratıcı anlar diye nitelenebilir çünkü Yaradan ‘la bir birlik ve beraberlik duygusunu insanda uyandırırlar ; insan böylesi anlarda her şeyi, başka zaman rastlantı gözüyle baktığı şeyleri bile bir istenci eseri olarak duyumsar. Mistikler, ‘’Tanrıyla bir olma’’ ismini verirler buna. Beklide söz konusu anlardaki aşırı derecedeki parlak ışıktır ki,bütün öbür anları işte öylesine karanlık gösterir.Belki de kendileri dışındaki tüm yaşamın öylesine ağır öylesine yapışkan nitelik taşıdığı, insanı öylesine aşağılara çektiği duygusu uyandıran, bu anlardaki özgürlüğüne kavuşmuş büyük hafifliktir ; bu anların insana sağladığı boşlukta süzülüyor olduğu hazzıdır. Bilmiyorum düşünce ve felsefede iyi değilimdir ama şunu biliyorum ki, bir mutluluk,bir cennet varsa böylesi anların şaşmadan sürüp gitmesinden başka bir şey değildir ; bu mutluluk da çileyle, acılarda arınmayla ele geçirilebilecek gibi ise o zaman hiçbir çile, hiçbir acı insanı yaşamdan kaçmaya zorlayacak kadar büyük sayılmaz.
GERTRUD – Hermann Hesse