Bir hava bilirim, dünyalara değişmem: Bütün Rossini, Mozart, Weber sizin olsun. Çok eski bir hava, ağır, hazin, muhteşem; Yalnız ben duyarım onda ne varsa füsun! |
Yaşamı
Apollonaire ve arkadaşlarının, onun 40 yaşındayken kendini astığı sokak lambasının önünde gecenin bir vakti saygı duruşuna geçtiği, şiirlerini nöbetler ve gel-gitler arasında yazmış deli, lanetli şair.
Fransız şair ve yazar Gérard de Nerval, Sembolizm (Simgecilik) ve Sürrealizm’i (Gerçeküstücülük) etkilemiş, çağdaş Fransız şiirinin hazırlayıcılarından olmuştur.22 Mayıs 1808’de Paris’te doğdu, 26 Ocak 1855’te aynı kentte öldü. Asıl adı Gérard de Labrunie’dir. Annesinin, Nerval çok küçük yaşta iken ölmesi ve babasının orduda görevli olması nedeniyle büyükbabasının yanında büyüdü. 1820’de, babasının dönmesi üzerine Paris’e gitti ve Collège de Charlemagne’a girdi. O dönemin genç Romantiklerinden ve sonradan Parnasçı şiir akımının kurucularından Théophile Gautier ile burada tanıştı. Genç yaşta Alman Romantik edebiyatına ilgi duydu. Yirmi yaşında Faust’u çevirdi, bu çeviri Goethe’nin beğenisini kazandı ve Paris’in edebiyat çevrelerine girmesini sağladı. 1830’larda Gautier ve Pétrus Borel gibi şairlerin öncülüğündeki genç Romantik şairler çevresine katıldı. Büyükbabasından kalan miras sayesinde yurt dışında birçok ülkeyi gezdi. 1836’da tiyatro oyuncusu Jenny Colon’la tanıştı, âşık oldu. Colon bir başkasıyla evlendi ve kısa bir süre sonra da öldü. Nerval için bir düş-kişiye dönüşen Colon, yapıtlarını önemli ölçüde etkiledi. 1841’den başlayarak ruh sağlığı giderek bozulmaya başladı, birçok kez akıl astanesinde tedavi gördü. 1842’de Mısır, Suriye, Lübnan ve Türkiye’yi kapsayan bir Doğu yolculuğuna çıktı. Yolculuk dönüşü Voyage en Orient (Doğu’ya Yolculuk)’i yazdı, bu kitap bir seyahatname olmanın yanı sıra Nerval’in ruhsal yolcuğunu ve arayışlarını da yansıtır. Yolculuk dönüşü ruh sağlığı yine bozuldu, 1855’te, akıl hastanesinden çıktıktan bir süre sonra, cesedi, Paris’te bir sokak lambası direğinde asılı olarak bulundu.
Yapıtları
Odelettes (1832-1835)
Petits châteux de Bohème (Bohemya’nın Küçük Şatoları, 1853)
Les chimères (Kuruntular, 1854)
Şiirleri
El Desdichado
Garibim,yaslıyım, yok derdime çare bulan,
Kalesi elden gitmiş Aquitaine’li beyim ben:
Bir tek yıldızım söndü, darmadağın sazımdan
Karasevda’nın kara güneşidir akseden.O mezar gecesinden, ey tesellim bir zaman,
Pausilippe’i, İtalyan denizini ver geri,
Ve o çiçeği, dertli gönlüme merhem olan,
Çardakta asmalarla sarmaş dolaş gülleri.Phoibos, Amor muyum?… Lusignan mı, Biron mu?
Kraliçenin öptüğü alnım hâlâ kırmızı;
Mestolmuşum mağarada yüzüyorken su kızı…İki kere muzaffer, aşmışım Acheron’u:
Orphée gibi duyurmuş sazımın her kirişi
Kâh bir peri çığlığı, kâh bir kız iç çekişi.Çeviren: Afif OBAY
Fantazya
Bir hava bilirim, dünyalara değişmem:
Bütün Rossini, Mozart, Weber sizin olsun.
Çok eski bir hava, ağır, hazin, muhteşem;
Yalnız ben duyarım onda ne varsa füsun!Ne zaman o havayı dinliyecek olsam
Ruhum gençleşiverir birden iki asır.
Onüçüncü Louis devridir, vakit akşam!
Batan günle sararmış bir yamaç uzanır.Camları kızıla çalan renklerle yanar,
Kiremitten bir şato, köşeleri taştan.
Etrafı çepçevre bağlar, bahçeler, parklar;
Bir dere akıyor çiçekler arasından.Kömür gözlü bir kumral en üst pencerede;
Eskidir geçmiş zaman esvapları eski.
Görmüşlüğüm var bu kadın, ama nerde?
Hatırlıyorum, başka bir hayatta belki!Gérard De NERVAL
Çeviren: Cahit Sıtkı TARANCI
Horus
Tanrı Kneph sarsıyordu evreni titreyerek:
Ana İsis, o zaman doğruldu yatağından,
Baktı şöyle yabani kocasına bir zaman,
Ve parladı öfkesi yeşil gözlerinde pek.“Bakın, dedi ana, densiz yaşlı, uyuyor pek,
Bütün kışları dünyanın geçmiş onun omuzundan,
Tutun ayağını, görmeyin gözünü aman,
Volkanlar tanrısı, kışlar kralı bu, gerçek!Savuşup gitti kartal, düşüncem dedi bana,
Onun için sarındım Cybèle’in fistanına…
Pek sevilen oğlu bu Hermes’le Osiris’in.”Gitti tanrıça yaldızlı sedefi üstünde,
Denizler gönderdi o cânım gölgesini de,
Pul pul donandı gökler kuşağıyla İris’in.Gérard De NERVAL
Çeviren: Abdullah Rıza ERGÜVEN
İlk Sevgililer
Nerde bizi seven kızlar?
Hepsi kara topraklarda.
Daha şen daha gamsızlar;
Daha güzel bir diyarda.Meleklerle beraberler,
Mavi semanın dibinde;
Meryem Ana’yı öğerler;
Coşkun ilâhilerinde.Sen ey bembeyaz nişanlı!
Baharındaki bakire.
Sararmış, garip sevdalı,
Verip kendini kedere.Gözlerimizde bir derin
Ebediyet vardı gülen.
Sönmüş ışıkları yerin,
Yanın göklerde yeniden.Gérard De NERVAL
Çevirenler: S. EYÜBOĞLU- Orhan Veli KANIK
Türkçe’de Gérard de Nerval
Düş Gezgini Gerard de Nerval Yaşamı Sanatı Yapıtları, Hazırlayan ve çeviren:
Erdoğan Alkan,
Broy Yayınları, İstanbul, 1994
Küçük Aylaklık Şatoları, Çeviren: Erdoğan Alkan, Varlık Yayınları, İstanbul, 2005
Bağlar
http://poesie.webnet.fr/auteurs/nerval.html
http://www.anthologie.free.fr/anthologie/nerval/nerval.htm
http://www.pierdelune.com/nerval.htm
Hazırlayan ; Tuğrul Asi Balkar
Gerard de Nerval, (d. 22 Mayıs 1808 – ö. 26 Ocak 1855). Gérard Labrunie ‘nin yazılarında kullandığı ismidir. Romantizmin en güçlü temsilcisi olan Fransız; şair, yazar ve gezgindir. Birçok defa Türkiye’ye de uğramış, İstanbul’un en çok mezarlıklarını beğenmiştir. Dünya edebiyat tarihinin en önemli şairlerinden ve yazarlarından biridir.
Hayatı
Paris’te doğan Nerval iki yaşındayken, annesi Silezya’da vefat eder. Babası, Napolyon’un ordusunda askeri doktordur. Amcası, Antoine Boucher’in yanında; Valois bölgesinin kırsal kesimi olan Mortefontaine’de yaşar. Babasının 1814 yılında savaştan dönmesi üzerine tekrar Paris’e gönderilir. Bir çok defa, Valois tarlalarına geri dönen Nerval, Valois şarkıları ve efsanelerini bu dönemde yaratır.
Çevirmenlik hevesi, Goethe’in Faust (1828) eseriyle başlar ve bu O’nu ünlü eder. Goethe’nin de takdirlerini alan Nerval, 1840’lı yıllarda da Heinrich Heine’nin şiirlerini Fransızca olarak sunar.
Üniversite’ye gittiği 1820’li yıllarda Theophile Gautier ve Alexandre Dumas ile dost olur. Nerval’in şiirleri Romantik Deizm içerir; bu dönemde hayranları arasında Victor Hugo da bulunmaktadır.
Dönemin Mason dünyasının önemli şahıslarından olan Nerval, uyuşturucu madde bağımlısı olmuş; 1841 yılı itibariyle birkaç kez akıl hastanesinde yatmıştır. Görevi vesilesi ile birçok ülke gezen Nerval, hiçbir şehirde yerleşik bir hayat sürememiştir. O’nun Paris’de 1820’li yıllarda, Lüksemburg ve Hollanda’da da 1830’lu ve 1840’lı yıllarda yaşadığı aşkları şiirlerine de yansımıştır.
1855 yılında, 47 yaşındayken Paris’te bir parkta ilk aşık olduğu kadını ailesi ile piknik yaparken görür. Çocuklarıyla mutlu olan babanın yaşamını kıskanarak tekrar bir bunalım içerisine girer. (Başka bir görüşe göre de; ilk aşkını, kocası ile beraber balkonda çocuklarıyla yemek yerken gördüğüdür.) Öldüğü gün, “Sıcak bir kış günü” tasviriyle dünya tarihine geçer.
Teyzesine “bu akşam beni bekleme, çünkü gece kara (siyah) ve ak (beyaz) olacak…” mısralarını içeren bir şiir yazan Nerval kendini bir sokak lambasına asar. (Başka bir görüş de, kendini evinin pencere demirlerinden asarak intihar ettiğidir.) O’nu görmeye gelen şairler, asılmış bedeni karşısında saygı duruşuna geçerler.
Nerval’in mezarı.
Paris’teki Pere Lachaise mezarlığına gömülen Nerval, aşkı için intihar eden ender romantizm dönemi şairlerindendir. Umberto Eco tarafından İtalyanca’ya çevirilmiş olan eserleri İtalyan edebiyatını yönlendirirken; Nerval ayrıca modern sürrealizmin en büyük ilham kaynaklarından biridir
Başlıca Eserleri
1851 – Voyage en Orient (Doğuya Seyahat) (Kahire ve Beyrut’a yaptığı geziler doğrultusunda yazılmıştır)
1852 – Les Nuits d’Octobre (Ekim geceleri)
1853 – Sylvie (Romantik edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biridir)
1854 – Les Filles du Feu (Ateşin Kızları) (Küçük hikâyelerden oluşmaktadır)
1855 – Aurelia (Romantik edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biridir)
1856 – Promenades et Souvenirs (Gezintiler ve hatıralar)