Friedrich Hölderlin / 1770-1843

0

“İyi bir şeydir insanın uzaktan bakabilmesi hayata
Ve anlayabilmesi hayatın kendini nasıl algıladığını
Ayakta kalabilen atıldıktan sonra tehlikenin kollarına
Fırtınalarda ve rüzgârlarda yolunu bulabilmiş birisidir.”

Friedrich Hölderin Hayatı ve Biyografisi

Johann Christian Friedrich Hölderlin (d. 20 Mart 1770 Lauffen; ö. 7 Haziran 1843 Tübingen) Alman lirik şair. Friedrich Hölderlin klasik çağın ve romantizmin en önemli temsilcilerindendir.

Alman şair Johann Christian Friedrich Hölderlin, 20 Mart 1770’te Laffen’de doğdu, 7 Haziran 1834’te Tübingen’de öldü. Küçük yaşlarda babasını, büyükbabasını ve kardeşlerini yitirdi, bu ölümler Hölderlin’i çok etkiledi. Tübingen Manastırı’nda dinbilim, Jena Üniversitesi’nde öğrenim gördü. Hölderlin’in şiirlerini Schiller, Goethe’ye gösterdi, Goethe beğenmeyince müthiş bir düş kırıklığı yaşadı. Özel ders vererek yaşamını kazandı. Bordeaux’a gittiğinde sevdiği kadının öldüğü öğrenince ruhsal bozukluklar yaşamaya başladı. Stuttgart dönüşünde hükümet doktoru saldırganlık belirtileri saptadığından zorla Tübingen’e gönderdi. Çıldırdığı kesinleşince, yaşamının kalanını Neckar ırmağı kıyısında, gözetimine verildiği bir marangoz ailesinin evindeki kulede geçirdi. Tanrı’nın, doğanın ve insanın bir sayıldığı zamanlara geri dönmeyi istemiş, şairin Tanrı ile insanlar arasında bir köprü niteliği taşıdığına inanmıştır.

Alman  şair  Johann Christian Friedrich Hölderlin, 20 Mart 1770’te Laffen’de doğdu, 7 Haziran 1834’te Tübingen’de öldü. Küçük yaşlarda babasını, büyükbabasını ve kardeşlerini yitirdi, bu ölümler Hölderlin’i çok etkiledi. Tübingen Manastırı’nda dinbilim, Jena Üniversitesi’nde öğrenim gördü. Hölderlin’in şiirlerini Schiller, Goethe’ye gösterdi, Goethe beğenmeyince müthiş bir düş kırıklığı yaşadı. Özel ders vererek yaşamını kazandı. Bordeaux’a gittiğinde sevdiği kadının öldüğü öğrenince ruhsal bozukluklar yaşamaya başladı. Stuttgart dönüşünde hükümet doktoru saldırganlık belirtileri saptadığından zorla Tübingen’e gönderdi. Çıldırdığı kesinleşince, yaşamının kalanını Neckar ırmağı kıyısında, gözetimine verildiği bir marangoz ailesinin evindeki kulede geçirdi. Tanrı’nın, doğanın ve insanın bir sayıldığı zamanlara geri dönmeyi istemiş, şairin Tanrı ile insanlar arasında bir köprü niteliği taşıdığına inanmıştır.

 

Friedrich Hölderin Yapıtları

Gedichte (Şiirler, 1826)

Türkçe’de Friedrich Hölderin

Seçme Şiirler, Friedrich HÖLDERLİN, Çeviri: A. Turan Oflazoğlu, İz Yayıncılık

 

Şiirlerinden Seçmeler ;

BU DÜNYANIN EN HOŞ ŞEYLERİ

En güzel şeylerini tanıdım bu dünyanın,
Gençlik saatleri çoktan akıp geçmiştir.
Nisan, Mayıs, Haziran ıraklara uçmuştur,
Tükendim yeter gayri zevki yok yaşamanın.

Hayatın çizgileri ne kadar değişiktir,
Tıpkı yollar gibidir, dağların hudutlanan
Bizim varlığımızı Tanrı’dır tamamlayan,
Sonsuz lütûflariyle, huzuru, ahengiyle.

Friedrich HÖLDERLİN
Çeviri: E. Mahir YALNIZ

 

HAYATIN YARISI

Altın armutlar asılı
Yaban gülleriyle beraber,
Göl içindeki ülkede,
Altından kuğuları
Öpücüklerden bayılmış,
Başlarını daldırıyorlar,
Mutlu serin sulara.

Yazıklar olsun bana!
Kış geldiği zaman çiçeği,
Güneşi, ışığı ve gölgeyi
Nerde bulacağım?
Duvarlar duruyor
Sessiz ve soğuk,şakır şakır rüzgârda
Bayraklar dalgalanıyor.

Friedrich HÖLDERLİN
Çeviri: E.mahir YALNIZ

 

RUH HUZURU

İyi bir şeydir insanın uzaktan bakabilmesi hayata,
Ve anlayabilmesi hayatın kendini nasıl algıladığını,
Ayakta kalabilen, atıldıktan sonra tehlikenin kollarına,
Fırtınalarda ve rüzgârlarda yolunu bulabilmiş birisidir.

Ama güzelliği tanımış olmaktır daha da iyisi,
Bütün bir hayatın düzeni ve yüceliği olan güzelliği,
Harcanan çabaların zahmeti mutluluğun kaynağı olduğunda,
Ve bilmek, zaman içindeki onca zenginliğin adını.

Yeşillenmekte olan ağaç, dallarla örülü zirve,
Gövdenin üstündeki kabuğu saran çiçekler,
Tanrının doğasından gelme bir hayattır hepsi,
Çünkü üzerlerine eğilmiştir göğün bütün rüzgârları.

Ama meraklı insanlar kalkıp sorduklarında bana,
Bütün bunları hissedebilme cesaretinin anlamını,
Ne olduğunu kaderin, yücenin ve kazancın, derim ki
O zaman, hem yaşamak, hem de düşünmektir yaşadığını.

Eğer doğa yalın ve dingin yaratmışsa birini,
Bu bir uyarıdır insanoğluna neşeyle bakmam için,
Neden? Çünkü korkutur bilgeleri bile açıklık dediğin,
Ancak başkaları da gülüp şakalaşıyorsa tadabilirsin neşeyi.

Erkeklerin ciddiyeti, zaferler ve tehlikeler,
Kültürden ve bilinçten kaynaklanmadır bunların hepsi,
Hedef ise tektir: İyilerin en yücesi,
Kendisini varlığıyla ve güzel kalıntılarla belirler.

Bir seçkinler topluluğudur sanki bütün bunlar,
Onlardandır ne varsa anlatılmaya değer ve yeni,
Hiçbir zaman kaybolup gitmez eylemlerin gerçeği,
Tıpkı yıldızlar gibi, yaşam da görkem ve neşeyle parlar.

Gözüpek eylemlerdir yaşam denilen,
Yüce bir hedef, uyum dolu bir devinimdir,
Atılımlar ve adımlardır, mutluluk kaynağı erdemdir,
Ciddi iştir, ama katıksız gençliktir buna rağmen.

Pişmanlık ve geçmiş, bu yaşamda,
Temsilcisidir farklı bir varoluşun, biri yolunu
Açar zaferin, huzurun ve çekilmiş
Ne varsa yüce alanlara;

Ötekiyse sürükler işkencelere ve buruk acılara
Yaşamı hafife alanlar yıkılıp gittiklerinde,
Ve imgeyle yüz dönüştüğünde
İyi ve güzel davranamamış birinin yansısına.

Bir yanda algınabilirliği canlı varlığın,
Öte yanda kalıcılık, insan eliyle,
Neredeyse bir ikilemdir, biri adanırken yalnızca
Duygulara, ötekinin yolu uzanır acılara ve yaratıcılığa.

Friedrich HÖLDERLİN
Çeviri: Ahmet CEMAL

 

YURT

Şendir dönüşü gemicinin yuvaya sakin akıntının üstünde,
Uzak adalardan, bereketli olmuşsa hasadı;
Öyle dönerdim ben de yurda, toplayabilseydim
İyilikleri acılar kadar.

Siz sevgili kıyılar, beni yetiştiren bir zamanlar,
Dindirir misiniz acılarını sevginin, vaat eder misiniz
Siz gençliğimin ormanları, geldiğimde
Huzuru yeniden bana?

Serin dere kıyısına, dalgaların oyunlarını,
Akıntının yanına, kayan gemileri gördüğüm,
Varırım hemen şimdi ve sararsınız beni,
Ki sarmalanmış gibi sağala yüreğim,

Siz sadıklar! Ama bilirim, bilirim,
Çabuk sağalmaz bu sevgi acım benim,
Söylemez hiçbir umut şarkısı bu, avunan
Ölümlülerin söylediği gibi gönülden bana.

Çünkü onlar, bize göksel ateşi ödünç verenler,
Tanrılar, kutsal toprağı da bağışlar bize.
Kalsın bu öyleyse. Bir oğlu gibiyim ben
Yeryüzünün: Sevmek için yaratılmış, acı çekmek için.

Friedrich HÖLDERLİN
Çeviri:  Oruç ARUOBA

 

 HAYATIN ÇAĞLARI

Fırat kıyısındaki şehirler!
Palmir’in yolları!
Ve ey çölün ovalarındaki sütun ormanları,
Ne oldunuz?
Siz ki aşıyordunuz hudutlarını
Bütün yaşayanların,
Fakat göklerin estirdiği yeller
Ve yaktıkları ateş
Aldı başınızdan taçlarınızı;
Bense şimdi
Bulutlar altında oturmaktayım,
Her birinde bir huzur olan bulutların,
Karacaların dolaştığı kırlarda
Göğe doğru yükselen nefeslerin.
Ölü ve yabancı görünüyor gözüme
Ruhları o eski mesutların

İNSANLARIN RAĞBETİ

Sevdiğim günden beri en güzel bir hayatla
Dolan kalbim ilahi bir varlık olmadı mı?
Neden beni daha çok dinlerdiniz vaktiyle?
Ben ki o zaman daha kibirli, daha kaba,
Ağız kalabalığı yapan boş bir adamdım…
Ah! insanlar pazarda para edene koşar,
Uşak ruh saygı duyar ancak heybete karşı;
Ve ilahi olana bizzat ondan olanlar.
Yalnız ondan olanlar imanla inanırlar.

 

ÇOCUKLUK

Çocukken ara sıra
Kurtarırdı bir tanrı beni
İnsanların bağırışlarından ve sopalarından;
Masum rahat, oynardım o zaman
Çiçekleri ile korunun
Ve göklerin meltemleri
Oynardı benimle
Tıpkı sana doğru
Narin kollarını açan
Bitkilerin kalplerine
Sevinçler saçtığın gibi

Friedrich Hölderlin

 

 

Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve onun kadar da alçalamaz…!
Bir ülkede akıl ve sanattan çok, servete değer verilirse,
bilinmelidir ki, orada keseler şişmiş, kafalar boşalmıştır.

İyi bir şeydir insanın uzaktan bakabilmesi hayata
Ve anlayabilmesi hayatın kendini nasıl algıladığını
Ayakta kalabilen atıldıktan sonra tehlikenin kollarına
Fırtınalarda ve rüzgârlarda yolunu bulabilmiş birisidir.

Friedrich Hölderlin

 

“ein zeichen sind wir, bedeutungslos” / “biz anlam verilemeyen, yorumlandırılamayan bir işaretiz”

 

“çoğu kez bir tanrı kurtarırdı beni
bağırışlarından ve sopalarından insanların,
sonra oynardım güzelce ve güvenle,
korudaki çiçeklerle,
ve havası göklerin
oynardı benimle.”

 

“yeryüzünde görecek işim kalmadı. görevime vargücümle sarılmıştım, ben o yüzden yıkıldım ama dünya bu yüzden hemen hiçbir şey kazanmadı.”

“ah, insan düş kurabildigince bir tanrı, düşünebildiginceyse bir dilenci.”

“fakat biz ancak aslında kötüyken sonradan düzeltilmiş şeyleri kavrayabiliriz, çocukluga suçsuzluga aklımız ermez.”

“çocuk barış durumundadır. kendi karşısına kendi düşmanı olarak çıkmamıştır daha.”

“ektigimiz yerlerde biçmek isteyen yoksa bunda suç bizim mi meyvesi çamura düşüyor diye agaca mı kızılır?kendi kendime çogu kez boşuna çabalıyorsun dedim ama yine de o günkü görevimi yapmaktan geri kalmadım.”

“kendi gibi olmayanlara yaklaşmak onlarca bir oyun olmalı- ahırlarında bir de böyle degişik yabancı bir hayvan bulunsun istediler!”

Share.

About Author

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

fuck you google, child porn fuck you google, child porn fuck you google, child porn fuck you google, child porn