Sabahın bu saatinde uykudan bihaber olunca yapılacak tek şey ışıkları kapatıp huzur verici müzikler dinlemek, dinlerken de güzel bir playlistle birlikte Feyruz ve şarkıları hakkında yazmama esin kaynağı oldu.
“Feyruz (Fairuz, Fairouz, Fayrouz, Arapça: فيروز), asıl adıyla Nouhad Haddad, Lübnanlı şarkıcı.”
Feyruz’u (Firuze) yıllardır biliyor ama aylardır dinliyorum. Sesi çok etkileyici, biraz hüzünlü, bazen de ruha dokunuyor açıkçası hiç ilgileneceğimi düşünmediğim ve daha önce kulak vermediğim Arap müziğine karşı ön yargılı olduğumu hissetmemi sağlayan kadın/sanatçı. Bu da demek oluyor ki ben dahil, benim gibi ön yargıları olan bir çok insanın Arap müzik kültürüyle ilgili fikirlerini yeniden gözden geçirmesi gerekiyor.
Feyruz şarkılarının benim için en güzel yanı, çoğu şarkının sözlerinde Türkçe’de “sevgili, sevgilim” anlamına gelen “habib, habibi, ya habibi” kelimelerinin geçmesidir. Feyruz’un sevgilisi Beyrut çölleri mi yoksa çölü kalbinde yurt edinen bir insanın kederi mi bilemiyoruz ama her iki durumda da etkileyici ve dolu dolu aşkın hissedildiği şarkı sözlerinin kaynağı muhtemelen güzel bir kalp ağrısı. Benim içinse “habibi” kelimesi her iki anlamda karşılık buluyor, bu da Feyruz’u iki kez sevmeme neden oluyor.
İşin daha garibi aslen Mardinli Wadi Haddad ile Lübnanlı Süryani Maruni Liza Alboustani’nin ilk kızı olan Feyruz Süryani ortadoks Hristiyanı. Fakat nasıl olmuşta Lübnan’ı, Beyrud’u kendine yurt edinmişse bu durum akıllarda henüz cevaplanmamış soru işaretleri uyandırıyor, anladığım kadarıyla tıpkı Arap şair, Mahmut Derviş ve Nizar Kabbani gibi hayatını yurt sevdasına adamış bir sanatçı, bazı şarkılarından da (Li Beyrut) bunu anlamak zor olmuyor.
Yine ilgi çekici olan bir durum ise, Feyruz’un yaptığı müziklerin yalnızca Arap kültürüne hitap etmiyor olması, tarz olarak Arab müzikleri bir yana şarkılarında, slow, tango, klasik müziklere de yer vermiş, yine şarkılarında da anlaşılacağı gibi, kimi şarkısında doğulu enstrümanlar hakim (ud, darbuka, bendir, kanun) kimi şarkılarındaysa batılı enstrümanlar hakim olmuş. (çello, keman, piyano, davul)
Playlist’in ilk 4 listesine eklediğim ve bilinen bir kaç şarkısı daha şu adreste: “http://pembepatik.tumblr.com” Arapça ve Türkçe çevirileri bulunmaktadır. Sayfanın devamında sanatçı hakkında biyografik bir yazı bulunmakta.
“Artık öpmüyorsun beni sevgilim Beyrut / Gördükten sonra seni insanlar / Güzel bir kuş gibi / Başımın üzerinde iki yıldır / Öpmüyorsun beni sevgilim beyrut / Gördükten sonra denizler” Nizar Kabbani
Türkçe Çevirilerden Kesitler : (tamamı için yukarı da verdiğim adresi ziyaret edebilirsiniz)
Fairouz Le Beirut
Selam sana yüreğimin derinliklerinden
ey beyrut!
kabul edin bu selamımı, ey denizler, evler
ve eski denizlerin yeni yüzü çöller…
o ki
benim halkımın hamurundan yoğrulmuştur,
ekmeğim, içkim, yaseminim…
ateşin ve dumanın tadı nasıl oldu?
beyrut! seni terk eden delidir,
ey beyrut!
el üstünde tutulacak şehirsin sen
ey beyrut!
kapısını kapattı beyrut;
kendisini sabah akşam el üstünde tutacak
ve güzel günlere taşıyacak insanlara
sonra bir başına kaldı sabah akşam
ve gecelerde…
benimsin sen ey beyrut!
benimsin
halkımın kanayan yarası,
analarımın akan gözyaşısın.
benimsin sen ey beyrut!
benimsin…
Fairouz – La Enta Habibi – لا انت حبيبي – فيروز
لا انت حبيبي و لا ربينا سوا
Sen benim sevgilim değilsin, beraber de büyümedik
قصتنا الغريبي شلعها الهوا
Bizim garip hikâyemizi rüzgâr alıp götürdü
و صرت عنك غريبي
Ve ben sana bir yabancı oldum
انساني يا حبيبي
Unut beni sevgilim
Fairouz – Ana La Habibi
أنا لحبيبي وحبيبي إلي
Ben sevgilime aitim, sevgilim de bana
يا عصفورة بيضا لا بقى تسألي
Ey beyaz serçe, artık soru sorma
لا يعتب حدا ولا يزعل حدا
Ne kimse yorulsun, ne kimse rahatsız olsun.
Ana la7abībī w 7abībi ilī
Yā 3assfūrah baydda la b2a tis2ālī
La y3ateb 7adā walā yiz3al 7adā
Ana la7abībī w 7abībī ilī7abībi nadahnī 2allī shitī rā7
W rej3et el-yamami, zahhar el-tefā7
W Ana 3ala bābi, el-nidī w el-sabā7
W be-3younak rabī3ay nawwar w 7elīW nadahnī 7abībī, jīt bla sou2al
Min nawmī sara2nī, mīn ra7et el-bal
W Ana 3ala darbu, w darbu 3a el-jamal
Ya shams el-ma7abbi 7kāyetna ghzelī
Fairouz – Allah kbeer – Feyruz – Allah büyük! / فيروز – الله كبير
بتذكر شو كنت تقلّيBana ne dediğini hatırlıyor musun?
مهما يصير
Ne olursa olsun gel dediğini
انتظريني وضلّك صلّي
Bekle beni ve dua etmeye devam et
الله كبير
Allah büyük…
من يوما شو عاد صار
O günlerden beri, ne oldu ki?
مدى كذا نهار
O günler boyunca…
Fairouz – Sallimli Alayh (Ona Selam Söyle) سلم لي عليه – فيروز
سلم لي عليه
Ona selam söyle
وقلله إني بسلم عليه
Ona benden selam söyle
بوس لي عينيه
Onun gözlerini öp benim yerime
وقلله إني بوس عينيه
Gözlerini öptüğümü söyle
Youtube Kaynaklarından:
Asfur Türkçe Sözleri:
Asfur talli mni şşibbek we elli yâ lûlû
xabbini ‘andek xabbini daxlek yâ lûlûiltillu inta min wayn alli mi n hudud i-ssemâ
iltillu câyi min wayn elli min beyt-il cîrân
iltillu xayef min mîn elli min-afas girbân
iltillu rîşatek wayn elli farfatha zemânnizlet ‘axaddu dam-a we cnâhâtu mitkiyyi
we thadda bilard we kal beddî imşî we ma fiyyi
dum mâytu’â kalbî û sâr yitwacc’a ‘ala cruhatu
kbel mâ ykesseri-ilhabs itkesser sawtu wi cnâhâtuBir kuş baktı pencereden
“lûlû” diye seslendi
“beni yanında sakla, sakla beni
ne olursun lûlû.”“sen neredensin?” diye sordum ona,
“göğün sınırından” dedi
“nereden geliyorsun?” diye sordum,
“komşunun evinden” dedi
“kimden korkuyorsun?” diye sordum,
“karga kafesinden” dedi
“tüylerin nerede?” diye sordum,
“zaman uçurdu” dedibir damla gözyaşı süzüldü yanağından,
kanatları büküldü
“yere sağlam basıp kendi yolumda yürüyeceğim” diyordu
onun yaralı hali gibi
kalbimin yaraları da acı veriyordu banazindanın demirlerini kıramadan
kesildi sesi, kırıldı kanatları.
Birleşmiş milletler barış gücü’ne omuz vermek için yakında lübnan’a gidecek olan askerlerimiz, ortadoğu’nun her açıdan olağanüstü güzel ama o kadar da kadersiz bu ülkesinde kulaklarına bildikleri ezgiler çalındığında irkilmesinler.
örneğin türkiye’de ajda pekkan’dan dinleyip sevdikleri sana neler edeceğim’in arapça versiyonunu duyduklarında… ya da ferdi özbeğen’in bir düşmeye gör’ü, ebru gündeş’in tanrı misafiri, neşe karaböcek’in kısmet’i, semiha yankı’nın tatlı cadı’sı, deniz seki’nin böyle gelmiş böyle geçer’i kulaklarına çalındığında…
çünkü duydukları ezgiler aslında o şarkıların özgün biçimleri. bizimkiler abartıp üstüne -malum kişilere- türkçe söz yazdırdılar ve yutturdular. ya da yutturduklarını sandılar. hem de çoğu kez beş kuruş telif hakkı ödemeden. ve bu saydıklarımızın ve de türkçe’ye uyarlanmışuyarlanmamış bin 500’ü aşkın parçanın asıl sahibi olan o sese iyi kulak versinler.
çünkü o dünyanın en güzel seslerinden biri. o, feyruz. yani, firuze. lübnan’ın divası, magrip’ten maşrık’a tüm arap âleminin ilahesi… ve de -henüz hiç gelmediği- türkiye’de inanmayacaksınız, ama 100 binlerle ifade edilebilecek kadar geniş hayran kitlesine sahip olan kutup yıldızı…
feyruz, 21 kasım 1935’te kuzey lübnan’daki cebel alarz’ın ddayeh köyü’nde dünyaya geldi. gerçek adı nuhad haddad’dı. babası vadi haddad (aslında adı ‘w’ ile yazılıyor, ama ne me lazım; başımıza durduk yerde dert açmayalım) yukarıda belirttiğimiz gibi, mardin’den lübnan’a göç etmiş bir süryani’ydi. lisa el- bustani ise yunan ortodoks kilisesine bağlı bir maruni ailesinin kızı. çok yoksullardı. beyrut’a göç ettiler. başkentin varoşlarından zukak’ta mutfağını komşularıyla ortaklaşa kullandıkları bir eve…
daha doğrusu, bir aile pansiyonunun tek odasına. baba matbaa dizgicisi (artık yok olan bir meslek) olarak çalışıp kalabalık (altı kişilik) ailesine bakmak için çırpınıyordu. ama aydın biriydi; çocuklarının okuması için boğazından kesti. feyruz, daha parmak kadar çocukken müziğe merak sardı. ama, dedik ya; ailesi o kadar yoksuldu ki bir radyo almak, onlar için bir uçağa sahip olmak kadar uzak bir hayaldi. feyruz, kardeşlerine bakarken, bir yandan da kulağını duvara yapıştırıp komşunun radyosundan yükselen şarkıları belleğine kazıyordu.
ama bir gün bir mucize oldu, okulun yıl sonu şenliğinde koroda şarkı söylerken, akranlarının hepsini bastıran sesi birinin dikkatini çekti. o biri, kompozitör muhammed fleyfel’di. yıl 1947. feyruz’u elinden tuttuğu gibi beyrut konservatuvarı’na götürdü. genç kız kısa sürede konservatuvar korosuna girdi. o koronun konserlerinden birinde, ‘yıldız avcısı’ diye ünlenen lübnan radyosu müdürü, söz yazarı ve besteci halim el-rumi’yi yerinden zıplattı.
“allah’ım bu kadar güzel, bu kadar büyüleyici bir ses olabilir mi?” diye tekrarlayıp duruyordu. konser sonrası hemen beyrut radyosu’nun kadrolu sanatçısı yaptı. ona sahne adı feyruz’u veren de o oldu. ilk şarkılarını besteleyen de. halim el-rumi, feyruz’u beyrut radyosu’na almakla kalmadı; genç kuşağın en yetenekli bestecilerinden assi el-ruhbani ile tanıştırdı. assi, kardeşi mansur’la birlikte lübnan müziğini mısır’ın etkisinden kurtarmak iddiasıyla kolları sıvamıştı.
iyi bir grup oldular. müzik arkadaşlığı hayat arkadaşlığına dönüştü: 19 yaşındaki feyruz ile assi el-ruhbani, 1954’te evlendi. sonuna kadar da mutlu oldular. assi’nin 1986’da ölümüne kadar… dört çocukları oldu. biri doğuştan özürlüydü, biri de çok küçük yaşta dünyadan ayrılacaktı. üçlü, yani feyruz, assi ve mansur daha ilk şarkılarıyla lübnan’da kasırga gibi esmeye başladı. çünkü bir devrim yapmışlardı: klasik, bezginlik verecek kadar tekrarlanmış konuları, ezgileri, ritimleri ve makamları bir yana bırakmışlar, batı’nın çok sesli müziğinin motifleriyle süslü yepyeni bir akım başlatmışlardı.
muhafazakârlar “lübnan müziğini katlediyorlar,” diye feryat ediyorlardı, yenilikçiler ise bu tepkilere “lübnan müziğini yeniden yaratıyorlar,” karşılığını veriyorlardı. bu arada feyruz ile el- ruhbani kardeşlerin şanları çığ gibi büyüyordu. artık lübnan sınırlarını aşmışlar, tüm arap âleminde ünlenmişlerdi.
Mardinli Wadi Haddad ile Lübnanlı Süryani-Maruni Liza Alboustani’nin ilk kızı olarak 21 Kasım 1935’te Jabal Alarz’da doğdu. Ailesi Süryani ortodoks Hıristiyandır. Arapça’da Feyruz (firuze)turkuaz demektir.
Feyruz, şarkı yazarı ve kompozitörlerden Mohamed Flayfel’in yardımıyla Lübnan Radyosu Korosu’na seçilmiş ve radyo yönetmeni Halim Elrumiaracılığıyla Assy Rahbani ve Mansour Rahbani kardeşlerle tanışmıştır. Şarkı yazarı ve kompozitör olan Rahbani kardeşler, geleneksel Arapşarkılarını ve bazı Batı müziği eserlerini de yeniden düzenlemekteydiler. Fairuz, bu tanışmanın ardından Rahbani kardeşlerin çalışmalarını yorumlayacaktır.
1955’ün temmuzunda Assy Rahbani ile evlenmiş, kocası ile birlikte Beyrut’un kuzeyindeki Antelias’a taşınmıştır. 1956’da Ziad isminde bir oğulları olmuştur.
Fairuz’un Rahbani kardeşlerle çalışmaları Arap dünyasında büyük bir popülerliğe erişmiş, Batı’da da önemli yankı uyandırmıştır. 1971 yılında Batı’da oldukça başarılı geçen bir turneye çıkan Fairuz, New York’ta Carnegie Hall, Londra’da Albert Hall ve Paris’te Olimpia’da konserler vermiştir.
Rahbani kardeşlerin yazdığı birçok müzikalde de sahne almış olan Fairuz; Yusuf Şahin’in Bayya’ al-Khawatim (Rings’ Salesman), Henry Barakat’ın Safar Barlik (The Exile) ve Bint al-Haris (The Daughter of the Watchman) adlı sinema filmlerinde de oynamıştır. Lübnan İç Savaşı (1975 – 1990) sırasında Lübnan’ı terk etmeyen ve ülkesinin birliği için mücadele eden Fairuz, müzik çalışmalarına devam etmektedir.
1935-1950’ler – İlk yıllar
Nouhad Haddad, 21 Kasım 1935’te Jabal al Arz, Lübnan’da Maruni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Aile daha sonra Beyrut’un Zuqaq el Blatt bölgesine taşındı. Beyrut’un Patrikhanesi’ne bakan, komşuyla paylaşılan bir mutfağı olan tek odalı klasik bir Lübnan evinde yaşadı. Babası Wadīʿ, Mardin’den göçen bir Süryani’ydi ve bir baskı evinden dizgici olarak çalışıyordu. Annesi Lisa ise evde dört çocuğu, Nouhad, Youssef, Hoda ve Amal’a bakıyordu.
Nouhad utangaç ve okulda çok arkadaşı olmayan bir çocuktu. Ancak yaz aylarını geçirdiği Debbieh böglesinde yaşayan büyükannesine çok bağlıydı. Nohuad, kırsal köy hayatından zevk alıyordu. Gün içinde Nouhad büyükannesine atların bakımında ve yakındaki su kaynağından su getirme işinde yardım ediyordu. Pınara gidip gelişinde şarkı söylemeyi seviyordu. Akşamları ise mum ışığında büyükannesinin anlattığı hikayeleri dinliyordu.
10 yaşında Nouhad, olağan dışı sesi ile okulda dikkat çekti. Tatilde düzenlenen okul müsamerelerinde düzenli olarak şarkı söylüyordu. Şubat 1950’de okul şovlarından birine katılan Lübnan Konservatuvarı öğretmeni ve aynı zamanda ünlü bir müzisyen olan Mohammed Fleyfel’in dikkatini çekti. Sesi ve performansından etkilenen Fleyfel, Feyruz’u konservatuvara gitmesi konusunda etkiledi. Önce, Nouhad’ın tutucu babası onu konservatuvara gönderme konusunda isteksiz olsa da, kardeşinin de onunla birlikte gitmesi koşuluyla izin verdi. Nouhad’ın ailesi toplu olarak onun müzik kariyeri yapmasına destek oldu.
Mohammed Fleyfel, Nouhad’ın yeteneğiyle çok ilgilendi. Eğitiminin dışında, Kuran’dan ayetleri okumayı öğretti. Bir kez şarkı söylerken, Lübnan Radyo İstasyonu ve müzisyen (ayrıca ünlü Lübnanlı şarkıcı Majida Roumi’nin babası olan) Halim el Roumi’nin dikkatini çekti. Roumi onun sesinden etkilendi ve Arap notalarının yanında Batı notalarını da rahatça söyleyebilme yeteneğini farketti. Nouhad’ın isteği üzerinde, el Roumi onu Beyrut’taki radyo istasyonu korosuna şarkıcı olarak atadı ve onun için şarkı bestelemeye başladı. Nouhad’ın sahen adını “Turkuaz” anlamına gelen Arapça bir kelime olan “Feyruz” yaptı.
Kısa bir süre sonra, Feyruz, radyoda müzisyen olarak çalışan Assi ve Mansour Rahbani kardeşler ile tanıştırıldı. Üçlünün kimyası tuttu ve Assi, Feyruz için şarkılar bestelemeye başladı. Onun için yazdığı üçüncü şarkı olan ‘Itab, tüm Arap dünyasında kısa sürede bir hit oldu ve Arap müzik sahnesinde Feyruz’u en önemli Arap şarkıcılarından biri yaptı. Assi ve Feyruz 23 Ocak 1955’te evlendi ve Feyruz, Assi’nin inancı olan Yunan Ortodoks inancına geçti.
Feyruz ve Assi’nin dört çocuğu oldu: Ziad, müzisyen ve bestekar, Layal (1987’de beyin kanamasından öldü), Hali (menenjit nedeniyle çocukluktan beri felçli) ve Rima, fotoğrafçı ve yönetmen.
Feyruz, ilk büyük konserini 1957’de, dönemin Lübnan başkanı Camille Chamoun tarafından düzenlenen Uluslararası Baalbeck Festivali’nde, İngiliz balerin Beryl Goldwyn ve balet Rambert ile beraber verdi. Feyruz, şovdan 1 Lübnan Lirası kazandı. Yıllar içinde yer aldığı müzikal operettalar ve konserler, Feyruz’un Lübnan ve Arap Dünyası’nın en popüler şarkıcılarından biri olmasını sağladı.
1960’lar – Yeni bir yıldızın doğuşu
1960’larda Feyruz, Halim Roumi’nin deyimiyle “Lübnan şarkıcılığının First Lady’si” olarak tanımlanıyordu. Bu dönemde, Rahbani kardeşler, Feyruz için yüzlerce ünlü şarkı, operattalarının bir çoğunu ve 3 sinema filmini hazırladı.
1969’da, Cezayir Başkanı Houari Boumedienne huzurunda özel konsere çıkmaması nedeniyle altı ay boyunca Lübnan radyo istasyonlarında Feyruz şarkıları yasaklandı. Bu olay, popülaritesinin artmasına sebep oldu. Feyruz açıklamasında her zaman her ülke ve bölgede halklara şarkı söyleyeceğini ancak asla bir birey için şarkı söylemeyeceğini belirtti.
1970’ler – Uluslararası ün ve Lübnan İç Savaşı
1971’de Feyruz’un ünü büyük Kuzey Amerika turnesinden sonra uluslararası seviyeye çıktı. Konserler Amerikan ve Arap-Amerikan kitleler tarafından oldukça pozitif tepkilerle karşılandı.
22 Eylül 1972’de, Assi Rahbani bir beyin kanası geçirip hastaneye kaldırıldı. Hayranları hastanenin dışında buluştu ve dua ederek, mumlar yaktı. Üç ameliyat sonrası Assi’nin beyin kanaması durduruldu. Feyruz ve Assi’nin en büyük oğlu Ziad Rahbani, 16 yaşındayken yayınlanmamış şarkılarından “Akhadou el Helween”i (aslen Marwan Mahfouz tarafından Ziad’ın ilk albümü “Sahriyyi”de söylenmesi için yazılmıştı.) amcası Mansour Rahbani’nin yazdığı yeni sözlerle “Saalouni n’Nass” (İnsanlar bana sordu) haline çevirdi. Şarkı, Feyruz’un Assi’siz ilk kez sahnede olmasını anlatıyordu. Beyin kanamasından üç ay sonra, Assi, Hamra Caddesi’ndeki Piccadilly Tiyatrosu’nda sahnelenen “Al Mahatta” müzikalinin galasına katıldı. Assi’nin kardeşi Elias Rahbani perfromansın müzikal aranjmanını yaptı ve orkestrasını yönetti.
Bir yıl içinde Assi, beste yapıp, kardeşi ile şarkı yazmaya devam etti. Konuları daha da politikleşen müzikaller hazırlamaya devam ettiler. Lübnan İç Savaşı çıktıktan sonra, kardeşler oyunlarında politik satir ve sert eleştiriler kullanmaya devam ettiler. 1977’de müzikalleri “Petra” hem Müslüman batı ve Hıristiyan doğu Beyrut’ta gösterildi.
1978’de üçlü Avrupa ve Basra Körfezi ülkelerini dolaşıp, Paris Olympia dahil olmak üzere konserler verdi. Bu yoğun tempo nedeniyle, Assi’nin beden ve ruh sağlığı bozulmaya başladı. Feyruz ve Rahbani Kardeşler 1979’da profesyonel ve kişisel ilişkilerini bitirmeye karar verdi. Feyruz, oğlu Ziad Rahbani’nin yönettiği bir prodüksiyon ekibiyle çalışmaya başlarken, Assi ve Mansour kardeşler Ronza’nın başta olduğu birkaç sanatçıyla çalışmaya başladı.
1975-1990 arasında devam eden iç savaşta, Feyruz yurtdışında yaşamak için Lübnan’ı asla terk etmedi ve 1978’de Beyrut’un batı ve doğu taraflarında gösterilen Petra operettası dışında, Lübnan’da canlı performans yapmadı. Ancak aynı dönemde dünya çağında birçok başarılı ve rekorlar kıran konserler ve turlar düzenledi.
İlk Avrupa TV performansını, 24 Mayıs 1975’te Fransız televizyonunda gerçekleştirdi. En büyük hitlerinden biri olan “Habbaytak Bissayf”ı söyleyen Feyruz’u performanstan sonra programın sunucusu Fransız yıldız Mireille Mathieu sarılarak kutladı.
1980’ler – Yeni prodüksiyon ekibi
1979’da yaşanan Feyruz ve Rahbani Kardeşler arasındaki sanatsal ayrılıktan sonra, Feyruz yola oğlu, besteci Ziad Rahbani, söz yazarı arkadaşı Joseph Harb ve besteci Philemon Wehbe ile devam etti.
Feyruz, Fransız televizyonlarındaki ikinci ve son performansını 13 Ekim 1988’de Du côté de chez Fred şovund gerçekleştirdi. 16 Ekim’de Paris Bercy Sahnesi’nde konser verecek olan Feyruz, konserden üç gün önce daha sonra Fransa kültür bakanı olacak Frédéric Mitterrand’ın programına katıldı. Programda Bercy konseri provaları dışında, dönemin Kültür Bakanı Jack Lang’ın Feyruz’a “Commandeur des Arts et des Lettres” madalyasını vermesini de içeriyordu. Ayrıca eski film ve konserlerinden görüntüler gösterildi. Şovda, Feyruz “Ya hourrié”, “Yara” ve “Zaali tawwal” şarkılarını söyledi.
1990’lar ve günümüz
1990’larda, Feyruz altı albüm yayınladı (yayınlanmamış şarkıların da bulunduğu iki Philemon Wehbe saygı albümü, bir Zaki Nassif albümü, üç Ziad Rahbani albümü ve Ziad tarafından düzenlenmiş bir Assi Rahbani saygı albümü) ve büyük çaplı konserler düzenledi. Bunların en önemlisi Beyrut’un iç savaş döneminde yıkılmış olan merkezi Şehitler Meydanı’nın Eylül 1994’te yeniden düzenlenmesi nedeniyle düzenlenen konserdi. 1998’de Uluslararası Baalbeck Festivali’ne 25 yıl aradan sonra çıkıp, 1960 ve 1970’lerde çok ünlü olan üç oyununun en önemli şarkılarını seslendirdi.
Ayrıca 1999’da çoğunun Araplardan oluştuğu 16,000’den fazla seyirciye Las Vegas MGM Arena’da konser verdi. Bundan itibaren 2000-2003 arasında Lübnan’da Uluslararası Beiteddine Festivali, 2001’de Kuweit, 2002’de Paris, 2003’te ABD, 2004’te Amman, 2005’te Montreal’de, 2006’da Dubai’de, Abu Dhabi’de, Baalbeck’te, BIEL’de, 2007’de Atina ve Amman’da, 2008’de Şam ve Bahreyn’de biletlerinin hepsinin satıldığı konserler verdi.
Feyruz, günümüzde çoğunlukla bestekar oğlu Ziad ile çalışmaktadır. Yeni milenyumdaki ali albümü “Wala Keef” 2002’de yayınlandı. 2008’de Şam’de verdiği konser, Lübnan ve Suriye arasındaki gergin ilişkiler nedeniyle büyük tartışma yarattı. Bazı milletvekilleri Feyruz’a konseri iptal etmesi teklifinde bulundu. Suriye’de 7000 hayranı tarafından, arabasının Suriye sınırından geçmesi ile çığlıklarla karşılandı. Neredeyse her Suriye medya biriminde Feyruz şarkıları çaldı. Radyo kanalları, TV kanalları, restoran ve kafeler, Feyruz’un 20 yıllık aradan sonra Suriye’ye gelmesinin etkisi altındaydı. Ancak bu tartışma Lübnan’daki popülaritesini etkilemedi ve Batı Beyrut’ta yüzlerce kişi karşısında Cuma Toplu Duası’nda yer aldı.
(Fairuoz and Ziad Rahbani)
Feyruz’un “Eh… Fi Amal” isimli yeni albümü 7 Ekim 2010 yılında yayınlandı. Albümdeki şarkılar Ziad Rahbani tarafından yazılmıştı. 7 ve 8 Ekim’de Beyrut’taki BIEL Sahnesi’nde iki konser verdi. Bu konserler Rahbani Kardeşler oyunu “Sah El Nom”un 2006’daki yeni versiyonu için verilan Aralık 2006 konserinden sonraki ilk Beyrut konseriydi.