Çin müziğinin uzun bir tarihi vardır. Efsaneler döneminde özgün çalgılar yapıldı: önceleri 5, sonra da 7 ipek telli bir kitara olan çin ile 50 telli ve eşikleri hareketli bir kitara olan sı. efsanevi imparator Fuşi (İ.Ö. XXIX. yy.) tarafından icat edildi; bir tür panflüt olan paişiao’yu, imparator Şun’un (İ.Ö. XXIII. yy.) bulduğu kabul edilir. Değişmez ses (frekansı sabit ses) kavramının, efsanevi imparator Huangdi (İ.Ö. XXVII. yy.) döneminde ortaya çıktığı sanılmaktadır. Onun bakanlarından Linglun, imparatorun buyruğu üzerine, huangcong (sarı çan) denilen temel sesi belirlemek amacıyla, eşit boğumlu bir bambudan bir tür akort düdüğü yaptırdı.
Çin’de, resmi tarihçiler tarafından yıllıklar halinde yazılmış, çeşitli hanedanların tarihinden başka müzik tarihi yoktur.
Cou hanedanı döneminde (İ.Ö. 1050’ye doğr. – 221), müzik.özellikle dinsel törenlerde kullanılır, ayrıca şölenlere renk katardı. Daha bu dönemde müziğin dansa eşlik ettiği görülmektedir. Bu, sekizer kişilik sekiz sıra halinde düzenlenmiş 64 erkek dansçının oluşturduğu bir topluluk tarafından yapılan ve vınvu denilen bir danstı. Dansçıların her biri sol elinde üç delikli bir flüt, sağ elinde de bir sülün tüyü tutardı. Yine 64 kişilik bir topluluğun yaptığı askeri dans vuvu’da, her dansçı sağ elinde battalı bir mızrak, sol elindeyse bir kalkan tutardı. Konfuçius yalnız bir filozof değil, aynı zamanda bir müzikçiydi; çin’den başka, ağızlı bir org sayılabilecek şıng’ıda çalmayı bilirdi. Onun, Lunyu (Üstadın konuşmaları) adlı yapıtında açıkladığı ve öğrencilerinin Yüeci (Müzik anıları) adlı derlemede bir araya getirdiği müzikie ilgili düşünceleri, “görenekleri değiştirmeye gücü yeten” müzik üzerine ilginç felsefi söyleşilerdir.
Çin hanedanı döneminde (İ.Ö. 221 -206), eski müzik, imparator Şi Huangdi’ nin (İ.Ö. 221-210) yaptığı reformdan sonra unutuldu. Bununla birlikle, 13 ya da 16 telli, eşikleri hareketli bir kitara olan cıng bu dönemde icat edildi; armut biçimli, 4 telli bir Batı Asya çalgısı olan pipa, yine bu hanedan döneminde Çin’e girdi.
Download Link (music):
http://www.mediafire.com/?eun81de4a7js4h4
Download Link (picture):
http://www.mediafire.com/?rza2ur5gw7hc0iu
Han hanedanı döneminde (İ.Ö. 206 -İ.S. 220), eski müzik yeniden canlandırıldı. Asur arpı, konghou adıyla Çin’e girdi. 23 telli bir tür arp olan bu çalgı, XI. yy.’ın sonuna değin tüm çalgı topluluklarında yer aldı. Bu dönemde, kibarlara özgü yüksek müzik yayüe, dinsel saray müziği ve halk müziği kökenli eski müzik suyüe (avam müziği) olmak üzere üç tür müzik vardı. Bunlara, Suei hanedanı döneminde (581-618), iki müzik türü daha eklendi. Ayrıca Kore’den, Hindistan’ dan ya da Semerkand’dan gelen müzik topluluklarının icra ettiği huyüe (yabancı müzik) denilen müzikler de vardı.
Tang hanedanı döneminde (618-907), yabancı toplulukların sayısı arttı: Saray’daki 10 topluluktan 7’si yabancıydı. İki örgüt, 30 000’i aşkın müzıkçi ve dansçıyı çatısı altında topluyordu. Bunlardan biri köle müzikçilere, öbürü de imparatora hizmet eden kadın müzikçilere aitti. Tang hanedanının son döneminde suyüe, eski suyüe ile yabancı huyüe’ nin kaynaşmasını sağladı. Çin müziği, yabancı müziklerden alınan öğelerle zenginleşti. Song hanedanı döneminde (960-1279) saray müziği bozuldu: vuşien adlı 5 telli, armut biçimindeki lavta ile konghou denilen arp kullanılmaz oldu. Buna karşılık kukla tiyatrosu gelişti. Halk müziği, aristokrat müziğinin yerini almaya çalıştı.
Yüen hanedanı döneminde (1280 -1368) hiçbir yenilik olmadı. Moğollar aracılığıyla, eski çin gamından farklı bir ıskala Çin’e girdi. Müzikli tiyatro çok gelişti (yüençü).
Ming hanedanı döneminde (1368 -1644) saray müziği çöküntüye uğradı. Ciacing adını alan imparator Şicong (1522-1566), bunu bir ölçüde durdurdu. Ciacing döneminde kunçü tiyatrosu icat edildi. Bu çağda, Doğu Asya ülkelerinin saray müziklerinde önemli ölçüde çin etkisi görüldü. Cou Caiyu gibi kuramcılar ilginç kitaplar yazdılar.
Çing hanedanı döneminde (1644 -1911) dinsel müzik çok az değişikliğe uğradı. Şölenlere eşlik eden yabancı müzik topluluklarının sayısı arttı: Moğolistan’dan, Tibet’ten, Kore’den, Birmanya’dan ve Vietnam’dan topluluklar geldi. Cingşi denilen ve Batı’da yanlış yere “Pekin operası” diye adlandırılan müzikli tiyatro, bu hanedan döneminde ortaya çıktı. XX. yy.’ın başlarında Batı müziği, devlet eliyle ülkeye sokuldu.
1911 sonrasını kapsayan çağdaş dönemde, eski saray müziği, monarşinin yıkılmasıyla kayboldu. Çin, cıng, pipa ve ırhu çalan solocuların icra ettiği eğlence müziği (bir tür oda müziği) ve küçük topluluklar varlıklarını sürdürdüler. Müzikli tiyatro ise gelişti.
1915te Şanghay’daki Güzel sanatlar okulu’nda, 1927’de de Şanghay Ulusal konservatuvarı’nda batı müziği bölümlerinin açılmasıyla, Avrupa müziği, az da olsa, varlığını duyurmaya başladı.
Kültür devrimi’nden sonra, birkaç yıl boyunca, geleneksel cingşi oyunlarında eşlik çalgısı olarak piyano kullanıldı. Öte yandan, “devrimci, çağdaş temalı Pekin operası” denilen yeni oyunlar, geleneksel tiyatro oyunlarının yerini aldı. Ama Mao’nun ölümünden sonra bu denemeler, geleneksel ulusal biçimlere dönüşü sağlamak için terk edildi.