Blues müziğin tanrıçası Janis Joplin’i 41. ölüm yıl dönümünde saygıyla anıyoruz. O da bir çok yol arkadaşı gibi 27’sinde ölümü seçmiş ve elveda diyerek geride bıraktığı milyonlarca hayranını hüzne boğmuştu..
Janis Joplin’in ölümünden geriye kalanlar, ardında bıraktığı yüzlerce eşsiz müzikleri, yaşadığı hayat, onun yaşama bakış açısı ve bizlere verdiği değerli anlamlar.
“İnsanlar senin bugün öldüğünü düşünüyor. Oysa bıraktığın onca ölümsüz şarkı bazı sabahlar hayata umutla bakmamı sağlıyor. Bazı geceler hüzünleniyorum. Şimdiki elektronik seslerin arasında bana huzur veriyor o çatallı sesin. Seni eminim bizden sonraki onca nesil hatırlayacaktır. Dünya yok olana dek varolacaksın..”
Hüseyin Yok
O da diğerleri gibi belki gerçeği görerek yaşama son vermeyi seçti. Geride bıraktıklarını anlatmakla ifade edemeyiz elbette. Onun dönemleri, yaşadıkları, onun sesi ve müziği bizim için onu vazgeçilmez bir ilah kıldı ve bu hep böyle devam edecek.. onu seven tüm hayranları çok iyi biliyor ki şimdi cennette tanrı için müzik yapıyor.. saygıyla anıyoruz, huzur içinde uyusun..
“Özgürlük, kaybedecek birşeyinin kalmaması demektir.” – Janis Joplin
Janis Joplin ve hayatın başlangıcı;
Bazılarımızın doğumu mutlu bir aile ile başlar sonu gizli kalan lakin bazılarımızın ise yaşamı Janis Joplin gibi farklı bir yaşam sahnesinde sergilenir ve gözlerimizin önüne serilir…
Biraz tebessüm, biraz hüzün bir gitar ve duygu dolu şarkılar…
Bazen aşık, bazen asi, bazen sevecen bir yaşam gençliğin koynunda olabilen kadarı ile…
Her anımız birbirine eş değildir değil mi…
Zaman gelir umutsuz olup düşeriz zararlı yollara, gün gelir biri bizi düşeceğimiz noktadan çeker alır kurtuluruz belki bir yere kadar…
Sonumuzu bilemediğimiz bir yaşam ben yaşamı sıcak erimiş bir cam/a benzetirim…
Ne zaman nasıl şekil alacağımızı kaderi işleyen yaratıcı tayin eder bazen pırıl pırıl parlayan bir kristal olup değer görürsünüz bazende bir bardak olursunuz…
Bu sonuç mudur hayır değildir ne olacağımız en sonunda belli olur…bir gün kristal yere düşer parçalanır yerden süpürülüp eritilir bakmışsınız bir cam bardak, diğer bardak ise kristal…
Yaşam sesini duyurmaktır bazen Janis Joplin gibi şarkılarla bazen de şiirler ile nasıl duyurabiliyorsanız ve nasıl özgür haykırabiliyorsanız öyle…
Yaşamdan kopmayın hep kendinizi cam ocağı yanında düşünün kırıldıkça eriyin ve tekrar doğun her doğuş kristale giden bir yoldur…
Uğur Demiröz
Janis Joplin Biyografisi
Janis Lyn Joplin (d. 19 Ocak 1943 Teksas, ö. 4 Ekim 1970), ABD’li şarkıcı, besteci ve aranjör.
19 Ocak 1943 tarihinde Port Arthur, Teksas’ta, çalışan bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Bir rafineri kasabasında büyüyen Janis, yeni tanıştığı herkes tarafından sıradışı biri olarak nitelenirdi. Gençlik yıllarında sanatçı kişiliğini farkeden ailesi, onu bu alanda kendini geliştirmesi için teşvik etti. 14 yaşına geldiğinde toplum tarafından sıradışılığı yüzünden dışlanmaya başlayan Janis, kendini müziğin ve sanatın içinde gizlemeye karar verdi. 18 yaşına geldiğinde, Teksas’taki birçok yerel klüpte sahne almaya başladı. Daha sonraları blues müziğine olan ilgisinin tükendiğini düşünerek, Lamar State College of Technology’e girdi. 1963 yılında okulunu bıraktı ve müzik kariyeri üzerine yoğunlaşmaya karar verdi.
1963 yılında otostopla geldiği California Dreamin’da hippi hareketine dahil oldu. Kısa zaman içinde San Francisco ve Venice Plajı’ndaki kafe ve klüplerin ayrıcalıklı bir müdavimi haline geldi. California’da geçirdiği iki yılın ardından kontrolünü büyük oranda kaybeden Janis, alkol ve amfetamin kullanmaya başladı. Bu gidişe dur demek için Port Arthur’a geri dönerek, ayrıldığı okuluna yeniden kaydoldu. Okulunda çok başarılı olmasına rağmen, bu doğrultuda gelişmekte olan hayatından hiçbir zaman memnuniyet duymadı.
Janis, küçük kasaba yaşamına ayak uyduramayacağını anlar anlamaz California’ya geri döndü. Burada, arkadaşı ve menejeri olan Chet Holmes tarafından Big Brother and the Holding Company adlı bir gruba solist olması için önerildi. Bu grupla çalışmaya başlayan Janis, 1967 yılında sahne aldıkları Monterey Uluslararası Pop Festivali’nde, bir blues klasiği olan “Ball and Chain” ile izleyenleri büyüleyerek, grubun ilgi odağı olmasını sağladı. Bu performans sonrasında aldıkları albüm teklifini geri çevirmeyen grup, 1968 yılında ilk albümünü yayınladı.
1968 yılında, grubun menejerliğini üstlenen Albert Grossman, Columbia Records plak şirketiyle bir anlaşma imzalamayı başardı ve aynı yıl grubun “Cheap Thrills” albümü bu şirketin etiketi ile yayınlandı. Bu albümde, “Piece of My Heart”, “Ball and Chain” ve “Turtle Blues” gibi klasikleşmiş blues şarkılarının canlı versyonları da yer almaktaydı. Bu albümün başarısı sayesinde sekiz hafta boyunca listelerde üst sıralarda kalmayı başaran grubun adı artık “Janis Joplin with Big Brother and the Holding Company” olarak anılmaya başladı.
Arka arkaya gelen büyük başarılar, grubun uyuşturucu ve alkolle olan bağını daha da arttırdı, sıklıkla pahalı uyuşturucularla yapılan alemler grubun performansını ve iş ilişkilerini kötü yönde etkiledi. 1968’in sonunda, Big Brother and the Holding Company son bir performans gerçekleştirdikten sonra dağıldı.
Sonraki sene kariyerine tek başına devam etme kararı alan Joplin, 1969 yılının Haziran ayında gerçekleştirilen Woodstock festivalinde sahne alarak yeniden büyük bir beğeni toplamayı başardı. Blues’un yanında caz müziğine de herzaman ilgi duymuş olan Joplin, aynı yıl “The Cozmic Blues Band” i kurdu ve “I Got Them All’ Kozmic Blues Again Mama!” albümünü yayınladı.
Kazandığı başarılarla birlikte artan stresini bastırmak isteyen Joplin, eroin kullanmaya başladı ve kullandığı diğer uyuşturucuların ve alkolün miktarını gün geçtikçe arttırdı. 1969 yılının sonunda bu gidişatının doğru olmadığını farkederek tüm bağımlılıklarına son verdi ve yeni bir başlangıç yapmak için “The Full Tilt Boogie Band” adlı grubu kurdu.
1969 yılında, “Pearl” albümün kayıtları için stüdyo çalışmalarına başladı ancak, ihtiyaç duyduğu ilhamı bulmak için yeniden eroine başvurdu. 4 Ekim 1970 günü, henüz 27 yaşındayken, Los Angeles’taki Landmark Motor Hotel’de aşırı dozda eroin yüzünden hayatını kaybetti.
Ölümünün ardından yayınlanan albümünde yer alan “Me and Bobby McGee” ve “Mercedes Benz” gibi şarkıları ile haftalarca listelerde üst sıralarda yer aldı.
Janis Joplin, yaşadığı zamanda olduğu gibi günümüzde de, gelmiş geçmiş en iyi kadın blues şarkıcılarından biri olarak kabul edilmektedir.
Diskografi
Janis Joplin & Jorma Kaukonen
The Typewriter Tape (1964)
Big Brother and the Holding Company
Big Brother & the Holding Company (1967, Mainstream Records)
Big Brother & the Holding Company (1967?, Columbia) 2 ekstra single parça
Big Brother & the Holding Company (1967, CD 1999 Columbia Legacy CK66425) 2 ekstra single parça
Cheap Thrills (1968, Columbia)
Cheap Thrills (1968, CD 1999 Legacy CK65784) 4 ekstra single parça.
Live at Winterland ’68 (1998, Columbia Legacy)
Kozmic Blues Band
I Got Dem Ol’ Kozmic Blues Again Mama! (1969, Columbia)
I Got Dem Ol’ Kozmic Blues Again Mama! (1969, CD 1999 Legacy CK65785) 3 ekstra parça.
Full Tilt Boogie
Pearl (ölümü sonrası, 1971, Columbia)
Pearl (ölümü sonrası, 1971, Bilinmeyen tarihli CD Columbia CD64188)
Pearl (ölümü sonrası, 1971, CD 1999 Legacy CK65786) 4 ekstra parça.
Pearl (ölümü sonrası, 1971, 2CD 2005 Legacy COL 515134 2)
Big Brother & the Holding Company / Full Tilt Boogie
In Concert (1972, Legacy CK65786)
Sonraki Koleksiyonlar
Janis Joplin’s Greatest Hits (1973, Columbia)
Janis (2 disk 1975, CBS)
Anthology (2 disk 1980)
Farewell Song (1983)
Cheaper Thrills (1984)
Janis (3 disk 1993, Columbia Legacy)
18 Essential Songs (1995, Columbia Legacy)
The Collection (1995)
Live at Woodstock: 19 Ağustos 1969 (1999)
Box of Pearls (1999, Sony Legacy)
Super Hits (2000)
Love, Janis (2001)
“Çocukken bana hep: “Şimdi ergenlik çağındasın, onun için mutsuzsun, büyüyünce her şey düzelecek” derlerdi. Buna gerçeklen inanırdım, biliyor musun. Ya “Büyüyüp de doğru erkeği bulduğumda” ya da beni becerecek birine sahip olduğumda veya üç beş kuruşu söke söke bir araya getirdiğimde düzelecekti her şey. Ve ben günün birinde hiçbir şeyin asla düzelmeyeceğini anladım nihayet, yanlışlık hep olacaktı… Beni koleje göndermek isteyen orta sınıftan bir ailenin beyaz kızıydım, ama ben kolej istemedim. Bir işim vardı, ama zevk vermiyordu. Kolayına gittim… Ve günün birinde aniden anladım ki bu bir gün gelip geride kalacak geçici bir çaresizlik değildi, anladım ki tüm yaşamım böyle olacaktı. Biliyor musun, hiçbir zaman ele geçiremeyeceksin o en dip köşeyi ve onu hiçbir zaman elde edemeyeceğin için de o Kozmic Blues’dur.” – Janis Joplin
Anlatan Big Brother Band grubundan Dave Richards.
“Bir gece bir İtalyan lokantasına yemeğe gidilmişti,grup üyelerinin her birinin kız arkadaşı vardı, Janis ise tek başınaydı ve canı sıkılıyordu.ekibin en genci Mark’a seslendi:Çık sokağa,gözüne kestirdiğin en yakışıklı oğlanı al getir buraya.Mark biraz mırın kırın etti ama sonunda ‘peki’ deyip çıktı.Bir süre sonra yanında yakışıklı, uzun saçlı ve Britanya aksanıyla konuşan bir oğlanla geldi. Ve masa şu diyaloğa tanık oldu:
-Şekerim benim adım Janis Joplin , tanıyor musun beni?
-Tabii ki
-Peki senin adın ne?
-Eric Clapton
”Özgür olmak zordur, ama başardığınızda buna değer.” Janis Joplin
Texas’da bir gazetecinin “Buraları nasıl buldunuz?” sorusuna cevabı; “İyi buldum.. gençler rock dinliyor, uyuşturucu kullanıyorlar. potansiyel var buralarda..”
27’sinde ölüm…
Rivayete göre Jimi Hendrix ile kim daha önce ölecek diye iddiaya girmiş, Hendrix kendisinden önce ölünce de “orospu çocuğu benden önce öldü” diye isyan etmiş deli hatun…
Bir Konserinde “70.000 kişiyle beraber oluyorum ama gece yanlız uyuyorum..”
Bir roportajında şöyle söylemiştir;
“Aynaya baktıgımda gördugum hiç de bir femme fatale degildi. Güzel bir vücuda sahip değilseniz parlak bir zeka işe yaramaz. Öyleyse sağlıklı kalmanın bir anlamı yoktur.”
Jimi bu sene ölmekle iyi etmedi. bu yılın en ünlüsü ben olacaktım!
Bazı kaynaklara göre bisexual olduğu söylenen Janis Joplin’in kabarık bir “slept with” listeside mevcut. :)
slept with: dick cavett
slept with: eric clapton
slept with: leonard cohen
slept with: jimi hendrix
slept with: howard hesseman
slept with: jim morrison
slept with: joe namath
slept with: peggy caserta
slept with: bob seidemann (rock photographer)
Jim Morrison’la yattıktan sonra “beklediğim gibi değildi.” dediği,
Woodstock’ta sahne arkasında Jimi Hendrix ile kısa süreli bir aşk yaşadığı,
Leonard Cohen ile yattıktan sonra terk ettiği rivayet edilir..
Cohen, Janis Joplin’e ithafen söylemiştir ;
Çevirisi ,
O Ünlü Mavi Yağmurluğun
Aralığın sonu, sabahın dördü
İyi olup olmadığına bakmak için yazıyorum
New York soğuk olsa da, seviyorum buraları
Akşam boyunca Clinton Caddesi’nde müzik oluyor
Duydum ki, o küçük evini çölün içinde yapıyormuşsun
Hep bir yerlere kaydettiğini sandığım şeylerin hiçbiri için yaşamıyorsun artık
Elinde senin saçının bir tutamıyla Jane geldi
Dediğine göre sen vermişsin onu
Her şeyi kafandan atmaya gittiğin gece
Kadandan atabildin mi bari?
Seni son gördüğümüzde, çok daha yaşlı görünüyordun
O pek ünlu mavi yağmurluğun da omuzdan yırtılmıştı
Bir keresinde tüm trenleri karşılarmışçasına istasyona gitmiştin hani
Sonra da eve Lili Marlenesiz gelmiştin
Ve yaşamından sıyırırmışçasına kadınıma yüklenmiştin
Ve sonunda eve geldiğinde kimsenin kadını değildi artık
Pekala, seni orada ağzında bir gülle dururken görüyorum
Bir zayıf hırsız çingene daha
Eh, Jane uyanmış
Sana sevgilerini iletiyor.
Kardeşim, katilim, sana daha ne söylerim ki
Ne söyleyebilirim
Sanırım seni özlüyorum, sanırım seni affediyorum
Aslında beni durdurduğun için sana teşekkür etmeliyim.
Eğer buralara yolun düşerse, Jane için ya da benim
İşte katilin uyuyor, kadının da özgür
Ve onun gözlerinden o belayı aldığın için de teşekkürler
Onun orada durmasının iyi olduğunu düşündüğümden ben dokunmamıştım.
Ve Jane elinde senin saçından bir tutamla geldi
Dediğine göre onu sen vermişsin
O kafanı düzlüğe çıkartacağın gece..
Tatlı tatlı konuşurdun, yüreklice
Ağzına alırken dağınık yatakta
Limuzinin beklerdi sokakta
İşte sebepler bunlar, New York böyleydi işte
Para ve şehvet peşinde koşardık durmadan
Adına da aşk derdik bunun, biz şarkı işçileri
Belki hâlâ da öyledir, varsa bizden geriye kalan
Sonra çekip gittin işte bebeğim
Sırtını kalabalığa döndün ve çekip gittin
Gittin “Sana ihtiyacım var,” dediğini hiç işitmedim
Hiç “Sana ihtiyacım yok,” da demedin
Seni hatırlıyorum Chelsea Oteli’nde
Meşhurdun, yüreğin bir efsane
Tekrar tekrar söylerdin yakışıklı erkek isterim diye
Ama bana bir kıyak yapacaktın işte
Yumruğunu sıkardın bizim gibi
Güzelliğin imgeleri önünde ezilmişler için
Sonra iğneni yapar, “Ne yapalım yani,” derdin
“Çirkiniz ama müziğimiz var ya!”
Sonra çekip gittin işte bebeğim
Sırtını kalabalığa döndün ve çekip gittin
Gittin “Sana ihtiyacım var,” dediğini hiç işitmedim
Ama hiç “Sana ihtiyacım yok,” da demedin
En çok seni sevmiştim diyorum sanma
Ölen her serçenin hesabını tutamam ki
Seni hatırlıyorum Chelsea Oteli’nde
İşte o kadar, çok sık düşünmüyorum seni
Chelsea Oteli No : 2
Leonard Cohen / Janis Joplin’e
COHEN, Janis Joplin ile New York’taki Chelsea Oteli’nde yaşadıkları gizli aşkı anlatır; aşk bile değil belki, bir birbirine sığınma macerası. Ufak tefek Montréal’li Yahudi delikanlısı, en iyi ihtimalle biraz Dustin Hoffman’a benzeyen Cohen ile, yine ufak tefek, şekilsiz saçlı, çipil gözlü, biraz şişmanca Janis Joplin. Tanışmaları otelin asansöründe olmuş. Cohen asansörde rastladığı Joplin’e kimi aradığını soruyor, Joplin de Kris Kristofferson’u” diye cevap veriyor. Cohen de “Şanslı günündesin bugün,” diyor, “ben Kris Kristofferson’um!” Şu adamdaki iddialılığa bakın siz! O iriyarı, o günlerde hem müzik hem de sinemada yavaş yavaş ilahlığa soyunan “yakışıklı” Kristofferson’a benzetiyor kendisini. Janis yememiş numarayı tabii. Ama sonunda çok seyrek görüşülse de (hep Chelsea Oteli iki numarada) bir tür bağlılığı içeren bir ilişki kurulmuş aralarında. Janis ünlenip bir yandan kokain bir yandan da ünü ve parası için peşinde koşan “yakışıklı erkekler” arasında şarkılarını söyleyip sonunu merakla ararken de devam etmiş ilişki…
Sonra Janis çekip gitti. Billie Holiday’den bu yana “Baby” (bebeğim) sözünü en güzel söyleyen kadın, kalabalığa sırtını döndü ve çekti gitti (diyor Cohen). Cohen “güzelliğin imgeleri karşısındaki savaşını tek başına sürdürdü bugüne kadar. Başarılı da oldu galiba; ama bu hiç önemli değil, Cohen başarıya pek aldırmaz çünkü. Önemli olan tek şey, müzik, hep onun yanında kaldı.
‘Janis, şimdi yaşıyor olsaydın facebookta senin için açılmış gruplara bakıp alay ederdin belki. Üyelere bakıp, yukarıdan, sağdan soldan açılı fotoğraflar cektiren insanlara,yeni dönem güzellik anlayışına kıçınla gülerdin. Ama her şey çok de…ğişti, peace yazılı renkli güzel masallar çok geride kaldı. Artık ne kadar anti- duygular içinde olduğumuzu converse giyerek gösterip hayata facebook gruplarında meydan okuyoruz. Kızlar steril kalmak için çok su içip az kalori tüketiyor. Birayı arkadaş ortamlarında güzel bir salata yanında içiyorlar. Dumansız hava sahası diye birşey çıktı bir de. Artık barlarda sigara içmek yasak olsun diyen insanlar var mesela… 27 yaşında ölmek zor tahmin edebiliyorum ama senin kadar cesaretli olamamak da inan ki çok zor. Bu gece istersen bize gel konuşalım. Dolapta tekila var. Kimseler yok,rahat oluruz… Beklerim, gelirsin…’