Başta azar azar zikredecek gönül seni
Sonra gönlüm payidar kılacak senin secdeni.
Gönlümden dilime, oradan kaleme akan senlerime hangi mürekkep yetecek?
Hangi kağıt seni benim kadar hissedebilecek ,
hangi sayfaya gönlüm kadar yakışacaksın sen?
Hangi ozan seslendirebilecek ahengini?
Hangi makama sığdıracak musiki güzelliği,
ben bakmaya kıyamaz, yere göğe sığdıramazken seni.
Peki ya hangi nakkaş, şiir yüzünü çizebilecek hünerdedir
senin gönlüme nakış olduğun kadar.
Hangi ressam o derun gözleri çizebilecek yetiye sahiptir,
güneşi kamaştıran gözlerine karşılık.
Gönlüme ince işlenmiş, ruhunu mesken bellemiş, ruhuna giydirmişsin.
Peki yinede nedir bu bendeki sensizlik,
sevdikçe sevesilik hissi hangi muhitten gelir?
Gönül neden hep susuzdur sana ?
İç iç doymaz, sev sev neden derman olmaz bana?
Zati doyum olsun istemem sevdama…
Acıysa acı, sen yeter ki ver günahlarını bana!
Hangi meftun doymayı dilemiş aşktan yana?
İster binlerce beyit, binlerce berceste dizilsin namına
Anlatamam yinede derdimi, sükunetimi dinlemen gerekli.
Ama yinede yazılacak şuh kelamlar, her harfi bin aşk manasına varacak.
Ruhum alnımdan önce gönlüne secde edecek,
başta azar azar zikredecek gönül seni
Sonra gönlüm payidar kılacak senin secdeni.
1 Yorum
Kafiye çılgınlığı. Veya mistik kelime kullanmanın görkemi. Daha mı afili?