Mektup..
“Ve sessizim, göçlerden kalan avuçlarımda bir ateşin külleri var şimdi kayıp eşyalar gibi, yalnızlığa aşık.”…
“Ve sessizim, göçlerden kalan avuçlarımda bir ateşin külleri var şimdi kayıp eşyalar gibi, yalnızlığa aşık.”…
Cebindeki bronz bileziğe çarpan yağmurun bulutlar ardındaki gri çelimsizliğini gördü. Uykunun denizinde katreleşen düşleri ve…
Tahrip gücü yüksek bir intihardı bu içimde, patlamalardan arta kalan keskin şarapnel parçaları. şehirlere karbonmonoksit…
Hiç bir umut sarmıyor gecenin üşüyen yalnızlığını. uykular, doğmamış çocukların acılarına gebe. cehennemin titrek alevinde…
Senden konuşan O tuhaf kalabalığın ortasında Baktım dağ göllerinin derin uykusuna Görünen tüm yollara baktım…
Şimdi, iyileşmek nedir bilmeyen yaralarını, geçmişin.. bir başka yaşamın baharında, yabancı bir kadının teninde, kırık…
“Odamın sen/sizlik koktuğu yığınlar arasında, sağanak yağmurlu bir akşam.. Kemancının notası dokundu, hüznüme. Aldırma göz…
Kanıyor ellerimde bıraktığın hüznümün çoğul türküleri, imlası bozuk şiilerim yazmaya kalemimin yetmediği bir acı var…
Bizim için elimden geleni yapmak istedim, çünkü düşündüm ki her ikimizin de artık yaşamaya ihtiyacı…
Bir sitem değil kaybettiğim ancak avuçlarımın arasından sızıyor ayrılık.. bir kadının saçları değil tenimi yakan…